Background Image
Previous Page  160 / 465 Next Page
Information
Show Menu
Previous Page 160 / 465 Next Page
Page Background

TBB Dergisi 2012 (103)

Cengiz Topel ÇİFTÇİOĞLU

159

C- Silah Kullanma ve Silahlı Çatışma

Silah kullanma ve silahlı çatışma ülkemizde sık sık sorun olarak

ortaya çıkmış, kamuoyunda özellikle de basında yargısız infazlardan

söz edilmiştir. Türk hukukunda güvenlik güçlerinin güç ve silah kul-

lanma yetkisini düzenleyen birçok hüküm bulunmaktadır 2495 sayılı

Bazı Kurum ve Kuruluşların Korunması ve Güvenliklerinin sağlanma-

sı hakkında Kanun, 2692 sayılı Güvenlik Komutanlığı Kanunu, 6831

sayılı Orman Kanunu, 772 sayılı Çarşı ve Mahalle Bekçileri Kanunu,

1481 sayılı Asayişe Müessir Bazı Fiillerin Önlenmesi Hakkında Kanun,

1402 sayılı Sıkıyönetim Kanunu, 2935 sayılı Olağanüstü Hal Kanunu,

2911 sayılı Toplantı ve Gösteri Yürüyüşleri Kanunu, 5607 sayılı Kaçak-

çılıkla Mücadele Kanunu, 211 sayılı Türk Silahlı Kuvvetleri İç Hizmet

Kanunu, 2803 sayılı Jandarma Teşkilat Görev ve Yetkileri Kanunu ve

2559 sayılı Polis Vazife ve Selahiyetleri Hakkında Kanun gibi. Belediye

zabıtasında olduğu gibi bir kısım kolluk görevlilerinin de silah kullan-

ma yetkisi yoktur. Meşru savunma bakımından 2559 sayılı PVSKm.16’

da polisin silah kullanabileceği hüküm altına alınmıştır. 5681 sayılı

yasa ile 2007 yılında kanunda değişiklik yapılmıştır. 5681 sayılı kanun

ile değişik PVSK m. 16’da öngörülen ana ilkeleri şu şekilde özetlemek

mümkündür :

a) Yaşama hakkı tehlikeye girmedikçe başkasının yaşama hakkı-

nı tehlikeye sokmak olanaklı değildir (meşru müdafaa ve ıztırar

hali).

b) Silah, öldürmek kastı ile kullanılamaz.

c) Başka şekilde saldırı veya tehlikeyi def etmek mümkün ise, asla

silah kullanılamaz.

d) Başka türlü yakalama olanağı bulunmayan durumlarda, sağlığa

en az zarar verecek şekilde silah kullanılabilir.

e) Kaçan kişi, açıkça ve ısrarla ikaz edilmedikçe silah kullanılamaz.

f) Ölçülülük (oranlılık) ilkesi

49

.

49

Öztürk, Tezcan, Erdem, Sırma, Saygılar, Alan, s.99; Tezcan, Erdem, Sancakdar,

Önok, s.107-108.