

TBB Dergisi 2012 (103)
Harun GÜNDÜZ
289
üçüncü fıkrasında ise; Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanı’nın, üye-
lerin beşte birinin imzasını taşıyan gerekçeli önergedeki çağrı istemini
en geç yedi gün içinde yerine getireceği ifade edilmektedir. Bu düzen-
lemede açıkça belirtilmemekle birlikte olağanüstü toplantı isteminin,
üyelerin imzasını taşıyan önergeyle
yapılacağı şeklindeki ifade nede-
niyle yazılı olması gerektiği sonucuna varılmaktadır. Ancak Bakanlar
Kurulu’nun Cumhurbaşkanı’ndan olağanüstü toplantı talebinde bu-
lunmasının, istemin yazılı olması şartına bağlanmadığı görülmektedir.
Olağanüstü toplantı önergesinde, toplantıyı gerektiren konunun
belirtilmesinin zorunlu olup olmadığına ilişkin olarak ise Anayasa’da
doğrudan bir düzenleme bulunmamaktadır. Ancak Anayasa’nın 93.
maddesinin son fıkrasında geçen
“… bu toplantıyı gerektiren konu görü-
şülmeden …”
biçimindeki anlatım, bu önergede konunun belirtilmesi-
ni zorunlu kılmaktadır. Nitekim İçtüzüğün 7. maddesinin dördüncü
fıkrasında bu husus açıkça düzenlenmekte ve
“bu toplantıyı gerektiren
konunun belirtilmiş olması şarttır”
denilmektedir
10
.
Uygulamada yeter sayıda üyenin yaptığı çağrı üzerine Meclis
Başkanı’nın da çağrıya farklı bir gündem maddesi eklediği görül-
mektedir. Nitekim 2002 yılında yapılan olağanüstü toplantı çağrısına,
Meclis Başkanı da farklı bir tasarının görüşülmesi istemini eklemiştir
11
.
Aslında bu durum, Meclis Başkanı’nın kendi takdirlerine dayanarak
TBMM’yi toplantıya çağırabilecek olmasının mantıksal bir sonucudur.
Bu önergede yer verilen konunun ne ölçüde açık olarak belirtil-
mesi gerektiği konusu ise 1961 Anayasası döneminde tartışma ko-
nusu olmuştur. Konu hakkında açılan usul tartışması sonucunda
Meclis Başkanı, olağanüstü toplantıda hangi metnin görüşüleceği
hususunun önergeden açıkça anlaşılamadığını, ancak bu belirsizliğin
Genel Kurul’da yapılacak işlemler sonucunda ortaya çıkacağını be-
lirtmiştir. Bu konuda doktrinde ifade edilen görüşler de, toplantıda
görüşülecek konunun belli olmasının yeterli olduğu bunun ötesinde
hangi işin görüşüleceğinin açıkça belirtilmesinin zorunlu olmadığı
yönündedir
12
.
10
Has, a.g.e., s. 372
11
Neziroğlu, a.g.e., s. 6
12
Has, a.g.e., s. 373