Background Image
Previous Page  394 / 465 Next Page
Information
Show Menu
Previous Page 394 / 465 Next Page
Page Background

TBB Dergisi 2012 (103)

Yargıtay Kararları

393

merciince, başvurunun derhâl görevli ve yetkili mercie gönderilmesi

gerektiği hükmüne yer verilmiştir.

Bu hükümler, birlikte değerlendirildiğinde, kural olarak temyiz is-

temi süresinde verilen bir dilekçe ile veya zabıt kâtibine yapılacak bir

beyanla hükmü veren mahkemeye yapılacaktır. Ancak süresinde ol-

ması koşuluyla, dilekçenin hükmü veren mahkeme dışındaki bir mah-

kemeye verilmesi veya istemde bulunulması ya da haklı nedenlerin

varlığı halinde C.Savcılığına ya da bir başka mercie istemde bulunul-

ması temyiz istemini geçersiz kılmayacak, bu durum mercide yanılgı

kapsamında değerlendirilebilecek, dilekçenin verildiği veya istemin

yapıldığı merciince, istem veya dilekçe mahkemesine gönderilecektir.

Yine aynı şekilde istemin temyiz yerine itiraz olarak belirtilmiş olması

da bu kapsamda değerlendirilerek, başvuru sahibinin hakları koruna-

cak, sürenin bildirilmemesi veya yanılgılı bildirilmesi halinde bunun

ilgili taraf açısından bir yanılgı oluşturarak bir hakkın kullanılmasını

engellemesi durumunda açıklamalı davetiye ile bu hususun tebliğin-

den sonra süreler işlemeye başlayacak, böylece olası hak kayıpları ön-

lenecektir.

Uyuşmazlığın sağlıklı çözümü açısından ceza yargılamasında sa-

nığın savunmasını üstlenen müdafiin konumu üzerinde de durulma-

lıdır.

5271 sayılı 2/1-c maddesinde müdafii; şüpheli veya sanığın ceza

muhakemesinde savunmasını yapan avukat olarak tanımlanmış, 1136

sayılı Avukatlık Yasasının 1. maddesinde avukatlığın bir kamu hizme-

ti ve serbest meslek olduğu vurgulandıktan sonra 2. maddesinde ise

“Avukatlığın Amacı”; “

Avukatlığın amacı; hukuki münasebetlerin düzen-

lenmesini, her türlü hukuki mesele ve anlaşmazlıkların adalet ve hakkaniyete

uygun olarak çözümlenmesini ve hukuk kurallarının tam olarak uygulanma-

sını her derecede yargı organları, hakemler, resmi ve özel kişi, kurul ve ku-

rumlar nezdinde sağlamaktır.

Avukat bu amaçla hukuki bilgi ve tecrübelerini adalet hizmetine ve kişile-

rin yararlanmasına tahsis eder…

” şeklinde ifade edilmiştir.

Yasanın “Avukatın Hak ve Ödevleri” kısmında yer alan 34. mad-

desinde; “

Avukatlar, yüklendikleri görevleri bu görevin kutsallığına yakışır

bir şekilde özen, doğruluk ve onur içinde yerine getirmek ve avukatlık un-