Background Image
Previous Page  230 / 441 Next Page
Information
Show Menu
Previous Page 230 / 441 Next Page
Page Background

TBB Dergisi 2013 (104)

Ezgi AYGÜN EŞİTLİ

229

rının ortak kanaati değildir, tersine Kanundur, örf ve adettir

7

, hâkimin

yarattığı hukuktur

8

9

.

III. KANUNİLİK İLKESİ

Türk Medeni Kanunu, 1. maddesinde, Türk Hukukunun şekli kay-

nağının Kanun, örf ve adet, hâkimin yarattığı hukuk olduğunu açıkça

ifade etmiştir. Türk Ceza Kanunu, 2. maddesinde ise, Türk Ceza Hu-

kukunun şekli kaynağının sadece Kanun olduğuna işaret etmiştir.

Görüldüğü üzere aydınlanma düşüncesi ve bu akımın getirdiği

laiklik düşüncesi Ceza Hukukundaki yansımasını

“Kanunilik İlkesi”

nde bulmuştur. Esas olarak sadece ceza hukukunda değil, bir tarafın

devlet olduğu tüm kamu hukuku ilişkilerinde (vergi hukuku

10

, idare

hukuku) bu ilkeyi görmek mümkündür. Zira kanun, toplumun birey

için olduğu ilkesinden hareketle güçlü olan devlet karşısında bireyin

temel hak ve hürriyetlerini özellikle suç ve cezaların belirliliği kıstasın-

dan yola çıkarak güvence altına almakta, egemen gücün keyfi uygula-

malarından korumaktadır

11

. Özel hukukta kanunilik ilkesinin geçerli

olmamasının sebebi ise aynı mantıktan hareketle özel hukuk ilişkisinin

her iki tarafının eşit konumda olan bireylerden oluşmasıdır. Önüne

bireysel talep üzerine uyuşmazlık gelen hâkim söz konusu uyuşmaz-

lığı karara bağlamak zorundadır. Burada hâkimin

“kanunda yazmıyor”

7

Din, örf ve âdet olarak da hukukun kaynağı olmaz. Din, örf ve âdet değildir,

çünkü örf ve âdeti vurgulayan özellik bunun beşerî iradenin bir ürünü olması-

dır. Din kuralları bu nitelikten yoksundur. Bunların temel niteliği, ilâhî bir kay-

naktan doğmuş olmaları, dolayısıyla beşerî bir tasvibe ihtiyaç duymamalarıdır.

Böyle olunca, din, Türk hukuk düzeninde toplumsal bir gerçeklik olarak

tanınmakta, dolayısıyla sadece ferdî/toplumsal bir kurum olmaktadır (Ha-

fızoğulları, Z.: Türk Hukuk Devrimi ve Laiklik,

http://www.baskent.edu.tr

,

yararlanma tarihi: 01.05.2012)

8

Öte yandan, burada, hukukun maddi kaynağını beşeri irade kabul eden cumhurî

toplum/hukuk/devlet düzenlerinde egemen laiklik düşüncesinden sekularizm

(secularism) düşüncesini de ayırmak gerekmektedir. Gerçekten, Sekularizim

hukukun maddi kaynağının beşeri irade olduğu

“kralcı”

hukuk/toplum/devlet

düzenlerinde oluşmuş toplumsal/siyasi bir yaşama biçimidir. Bu toplum düzen-

lerinde kral

“erkini”

milletten değil Tanrıdan almaktadır (Hafızoğulları, Türk Hu-

kuk Devrimi ve Laiklik,

http://www.baskent.edu.tr

.).

9

Hafızoğulları, Türk Hukuk Devrimi ve Laiklik,

http://www.baskent.edu.tr

.

10

Akdoğan, A.: Vergi Hukuku ve Türk Vergi Sistemi, Ankara 2011, s.4. vd.

11

Bkz. aksi yönde Hakeri, H.: Ceza Hukuku Genel Hükümler, Ankara 2008, s. 35,

Önder, A.: Ceza Hukuku Genel Hükümler, C. 1, İstanbul 1991, s. 104