Background Image
Previous Page  250 / 441 Next Page
Information
Show Menu
Previous Page 250 / 441 Next Page
Page Background

TBB Dergisi 2013 (104)

İ. Halil ASİLBAY

249

Şu halde, Türk siyasi hayatında karşılaşılan gerek kronikleşmiş

gerekse dönemsel sorunları kolaycı bir yaklaşımla doğrudan hükümet

sistemine bağlamak yerine, öncelikle benimsenen hükümet sisteminin

temel ilkeleriyle ortaya konulması ve bu sorunların, diğer hükümet

sistemlerine göre değil, bu ilkeler açısından değerlendirilmesi daha

isabetli bir yaklaşım olacaktır. İşte bu çalışmada da böyle bir yöntem

benimsenerek birinci bölümde parlamenter sistemin teorik temelini

oluşturan kuvvetler ayrılığı ilkesi ele alınmış; ikinci bölümde parla-

menter sistem incelenmiş; üçüncü ve son bölümde ise parlamenter

sistemin Türkiye uygulamasında öne çıkan hükümet istikrarsızlığı ve

cumhurbaşkanının konumu tartışılmıştır.

I. Kuvvetler Ayrılığı

Kamu hukukunda devletin yasama, yürütme ve yargı olmak üze-

re üç temel hukuki kuvveti (iktidarı) olduğu kabul edilmektir.

6

Kökleri

eski çağlara kadar uzanan bu görüşü ilk kez

“Politika”

adlı eserinde

Aristo dile getirmiştir. Aristo’ya göre iyi bir hükümet sistemi için ya-

sama (meşveret), yürütme ve yargının üç ayrı öğe olarak anayasalarda

yer alması ve aralarındaki ilişkinin iyi biçimde düzenlenmesi gerek-

mektedir.

7

Kuvvetler ayrılığı teorisi ise devletin yasama, yürütme ve yargı

kuvvetleri arasındaki ilişkiyi ele alarak bunların tek elde toplanmayıp

farklı organlar tarafından kullanılması gerektiği düşüncesine dayan-

maktadır.

8

Bu teoriyi özgürlüklerin bir güvencesi olarak gören İngiliz

siyaset bilimcisi John Locke,

“Sivil Siyasal-Yönetim Üzerine İki İnceleme”

adlı eserinde yasama, yürütme ve federatif güç ayrımı yaparak, yasama

ve yürütmenin birbirinden ayrılması gerektiğini belirtmiştir. Locke’a

göre, yasama kuvvetine sahip olanların aynı zamanda çıkardıkları

kanunları yürütme yetkisine de sahip olmaları halinde bu kanunları

kendi çıkarlarına göre uygulamaları veya kendilerini kanunların üze-

rinde görerek hiç uygulamamaları tehlikesi vardır. Bu nedenle her iki

6

Ergun Özbudun,

Türk Anayasa Hukuku

, Gözden Geçirilmiş 6. Baskı, Ankara 2000,

s. 171; Mustafa Erdoğan,

Anayasal Demokrasi

, Tıpkı Basım 7, Ankara 2005, s. 199;

Yavuz Sabuncu,

Anayasaya Giriş

, 14. Baskı, Ankara 2009, s. 31.

7

Aristoteles,

Politika

, (Çev. Mete Tunçay), 3. Basım, İstanbul 1990, s. 132-133; Erdo-

ğan Teziç,

Anayasa Hukuku

, 7. Bası, İstanbul 2001, s. 391.

8

Erdoğan (Demokrasi), s. 199; Teziç, s. 390.