Background Image
Previous Page  256 / 441 Next Page
Information
Show Menu
Previous Page 256 / 441 Next Page
Page Background

TBB Dergisi 2013 (104)

İ. Halil ASİLBAY

255

Parlamenter cumhuriyetlerde ise devlet başkanının -kural olarak-

cezai sorumluluğu bulunmamaktadır. Ancak bu sorumsuzluk, kişisel

suçları kapsamadığı gibi göreve ilişkin olarak da vatana ihanet veya

anayasayı ağır ihlal gibi hallerde sorumluluk söz konusu olabilmek-

tedir. Sözgelimi 1982 Anayasası’nın 105. maddesine göre cumhurbaş-

kanının parlamento tarafından vatan hainliği ile suçlandırılabilmesi

mümkündür.

Şu halde parlamenter sistemde, yukarıdaki istisna dışında, dev-

let başkanının göreviyle ilgili işlemlerinden ötürü hukuki ve cezai so-

rumluluğu bulunmamaktadır. Bu nedenle sorumsuz devlet başkanı

tarafından yapılan yazılı işlemlerin hukuki ve siyasi sorumluluğunun

üstlenilmesi için ilgili bakan ve başbakanın imzasına ihtiyaç duyul-

maktadır.

“Karşı-imza”

(ortak imza/destek imza) olarak adlandırılan

bu kuralla yapılan işlemden doğacak sorumluluk ilgili bakan ile baş-

bakana aktarılmış olmaktadır.

31

Ancak devlet başkanının karşı-imzaya

ihtiyaç duymadan tek başına yapacağı işlemler de bulunmakla birlikte

bir belirsizliğe yol açılmaması için bunların anayasa tarafından açıkça

belirtilmesi gerekmektedir. Nitekim 1982 Anayasası karşı-imza kura-

lının istisnalarını

(cumhurbaşkanının tek başına yapacağı işlemleri) göster-

mediğinden bir tartışmaya yol açmıştır.

32

Ancak doktrinde genellikle ka-

bul gören ve Anayasa Mahkemesi tarafından benimsenen görüşe göre,

eğer Anayasada bir açıklık yoksa işlemin niteliğine bakılarak yürütme

alanındaki faaliyetlere ilişkin olanların karşı-imzaya tabi olması, buna

karşın devletin başı sıfatıyla yapılan işlemlerin ise tek başına yapıla-

bilecek işlemlerden sayılması makul bir çözüm gibi gözükmektedir.

33

Nitekim Anayasa Mahkemesi de gerek 1961 gerekse 1982 Anayasa-

sı döneminde verdiği kararlarda

“yürütmenin başı”

ve

“devletin başı”

kavramlarını esas alarak cumhurbaşkanının yürütmenin başı sıfatıyla

yaptığı işlemlerin karşı-imza kuralına tabi olduğunu kabul etmiş; buna

31

Özbudun, s. 311; Tanör – Yüzbaşıoğlu, s. 306.

32

Tunç – Bilir – Yavuz, s. 159.

33

Özbudun, s. 313; Tanör – Yüzbaşıoğlu, s. 310; Turhan, s. 115; Gözler’e göre ise

karşı-imza kuralına ancak anayasa istisna getirebilir; eğer böyle bir istisna yoksa

karşı-imza kuralı mutlaktır. Doktrin veya Anayasa Mahkemesi, anayasaya kural

koymaya yetkili organlar değildir; bu nedenle anayasadaki bir kuralın istisnasını

belirlemeye yetkileri yoktur. Dolaysıyla yorum yoluyla istisna yaratılamayacağı-

na ve Anayasa’da karşı-imza kuralının istisnalarını sayan bir hüküm de olmadı-

ğına göre cumhurbaşkanının istisnasız bütün işlemlerine karşı-imza kuralı uygu-

lanmalıdır. Bkz. Gözler (Devlet Başkanları), s. 259-260.