Background Image
Previous Page  333 / 441 Next Page
Information
Show Menu
Previous Page 333 / 441 Next Page
Page Background

Yerelden Evrensele Mütevazı Bir Türk Katkısı

332

Yunus EMRE ve Mevlana bu toprakların / kültürün / milletin

mensubu / evladı / parçası / ürünü değil miydiler? Birleşmiş Milletler

organizasyonu olan UNESCO tarafından her ikisi de ayrı ayrı evren-

sellikle onurlandırılmadılar mı? Bu onurlandırma nihayetinde onların

şahsında içinde doğup büyüdükleri, her şeylerini bağrında ürettikleri

ana kültürün “Türk Milletinin” onurlandırılması değil midir?

{

UNESCO tarafından;

1- Doğumunun 750. Yılı anısına 1991 yılı

dünyada Yunus EMRE yılı, 2- Doğumunun 800. Yılı anısına 2007 yılı

dünyada Mevlana yılı olarak ilan edilmiştir.}

Yunus EMRE’ye;

(Birleşmiş Milletler 1991’de yılın insanı seçmiş-

tir.) neden Türk Hukuku ve Yargısı (doktriniyle, kürsüsüyle) hiçbir

atıf yapmaz / referans almaz? (Ki hayatı insan merkezlidir ve insana

hizmet etmiştir.

Gönül zenginliği ve

İNSAN SEVGİSİNE

dair şu örnek kastımızı

özetler sanırım;

“Sırat kıldan incedir,

Kılıçtan keskincedir,

Varıp anın üstüne,

Konaklar / evler yapasım gelir.”

Hele de

EŞİTLİK VE EŞİT BAKIŞA

dair;

“Cümle yaradılmışa,

Bir göz ile bakmayan,

Halka müderris ise,

Hakikatte asidir.”

Mısraları dikkate şayandır.

Kazaî anlamda geçmişe nazar edeceksek;

JEAN DE LA FONTAİNE VE TÜRK YARGISI;

Hayatı boyunca hiç Türk / Osmanlı coğrafyasında bulunmamış

Jean de La Fontaine’in zamanın Türk Yargısı hakkında söylediği sözler

var mıdır? Varsa bunlar nelerdir?