Background Image
Previous Page  232 / 505 Next Page
Information
Show Menu
Previous Page 232 / 505 Next Page
Page Background

TBB Dergisi 2013 (105)

İ. Uğur ESGÜN

231

Hukuk teorisinde yabancılaşma kavramı çok rağbet görmemekte-

dir. Pozitif hukukta ise yabancılaşma (

alienation

), çok dar bir biçimde

“mülkiyetin temliki” veya “evlilikte eşlerin arasını bozma (

alienation of

affections

) olarak kullanılmıştır.

3

Bu yazı, öncelikle siyasetin meta-etik

4

karakterinin hukuk norm-

larının gerek vazedilmesi gerekse uygulanması aşamasında evrensel

Anayasa Hukuku ilkeleri referansında yarattığı yabancılaştırma etkisi-

nin “Anayasal Yabancılaşma” olarak adlandırılmasına ilişkin bir öner-

me içermektedir. Anayasal yabancılaşma, kulağa ilk gelişte, sadece

“Anayasa hükümlerine aykırılık” durumunu çağrıştırmakla birlikte,

aslında daha geniş bir biçimde, anayasacılık hareketlerinin var oluş

nedeni olan ve “Demokratik Hukuk Devleti” ilkesi olarak kristalize

edilebilecek “siyasi iktidarın sınırlanması” veya “siyasetin hukuksal-

laştırılması” üst-amacına aykırı her türlü anayasa ile daha alt düzey-

deki normların ve uygulamaların yarattığı problemleri ifade edecektir.

Siyasetin aslında kendi meta-etik doğasına içkin olan, “nesneleştirme

ve özgürlük gaspı”

5

anlamında iktidar kurma, kalıcılaştırma ve pe-

kiştirme eğilimine rağmen, doyum noktasına ulaşmış evrensel hukuk

ilkelerini kabul etmek zorunda kalmış olması, bizzat yabancılaşmayı

ifade etmektedir. Siyaset, bu yabancılaşmasını, evrensel ilkeleri söy-

lem düzeyinde kabul edip hukuku yaratma gücünü elde ederek ve

fakat her fırsatta onu maniple ederek aşmaya çalışmaktadır. Bu mani-

pülasyon girişimleri, bazen anayasanın kendi “ruh”una aykırı olarak

değiştirilmesi, bazen anayasaya aykırı anayasa-altı mevzuat düzenle-

3

Ziya Sak,

Terms of Law&Politics

, A-A Yay., İstanbul 1998, s. 38. Türk Pozitif

Hukuku’nda yabancılaşma terimi bu anlamlarda dahi kullanılmamaktadır.

4

“Meta-etik” kavramı bu yazıda, “etik-dışı” veya “etik-ötesi” anlamlarında olum-

suz bir nitelemeyi ifade edecek biçiminde kullanılacaktır. Genellikle çoğu teoris-

yen, “meta-etik” kavramını olumsuz olarak nitelememekte ve hatta bizzat etik

yaklaşımın bir türü olarak kullanmaktadır. Kanımızca meta-etik, belirli bir ahlaki-

liği ifade etmesiyle görece olumlu algılanabilecekken, evrensel değerleri referans

almaması bakımından görece ahlaksızlık olarak da algılanma potansiyeli taşıdığı

için nihai anlamda olumsuz bir nitelik taşır. Örneğin; Feldman’ın meta-etik dü-

şünme etkinliği olarak kodladığı “

Eğer bir insanın ahlaki açıdan

a

edimini yapmasını

gerekiyorsa ve

b’

yi yapmadan

a’

yı yapması mümkün değilse, o zaman ahlaki açıdan

b’

yi

yapması gerekir.”

önermesi, aşağıda değinileceği üzere “Makyavelist” siyaset ahla-

kına uygun olarak, amacı gerçekleştirecek her türlü aracı meşrulaştırmasıyla etiğe

aykırı düşebilecektir (Fred Feldman,

Etik Nedir?,

Çev. Ferit Burak Aydar, Boğaziçi

Üniversitesi Yay., İstanbul 2012, s. 26).

5

İ.Uğur Esgün, “Makro İktidar Mikro İktidar ve Hukuk”,

Birikim Dergisi,

Sayı: 118,

Şubat 1999, s. 29, 30.