

Hekimin Fiilinden Dolayı Zarar Gören Üçüncü Kişinin Hastaneye Karşı ...
288
SONUÇ
Günümüzün gelişen teknolojisinin karşısında kişilerin tek başları-
na bir işin üstesinden gelmesi beklenememektedir. Yaşadığımız çağda
hizmetler bireysellikten çıkıp, birçok kişi tarafından yerine getirilen
grup çalışmaları halini almışlardır. Sosyal devletin özelliklerinden
olan sağlık hizmetleri de yaşadığımız çağda, kamunun yanısıra, özel
sektör tarafından yerine getirilmektedir. Geçmişten beri süregelen sağ-
lık hizmetleri de artık özel hastanelerde verilebilmektedir. Buralarda
çalışan hekimler, özel hastanelerle özel hukuk hükümlerine göre yap-
mış oldukları hizmet akitleri ile çalışmaktadırlar. Bu ilişki içerisinde
çalışan hekimler, Türk Borçlar Kanunu m. 116 gereğince ifa yardımcısı
sıfatına sahiptirler. Türk Yargıtayı özel hastanelerde çalışan hekimle-
rin, işlerini yaparken hastalara verdikleri zararlar konusunda hekim
ve hasta arasındaki ilişkinin TBK. m. 66 olduğunu kabul ederek, za-
rarı sözleşme hükümlerine tabi kılmayarak bu durumlarda haksız fiil
hükümlerini uygulamaktadır. Oysaki, hekim hastanın karşısında, özel
hastanenin ifa yardımcısı niteliğindedir. Çünkü hasta, özel hastane ile
bir sözleşme yapmaktadır. Bu sözleşmenin gereğini de hekim yerine
getirmektedir. İşlerin görüldüğü anda da hasta zarar görmektedir. Bu-
rada, zarar gören hasta, ile özel hastane arasında TBK. m. 66’dan farklı
olarak bir sözleşme bulunmaktadır. Bundan dolayı olaya TBK. m. 116
uygulanmalıdır. Gerçekten de, TBK. m. 66’da zarar gören ile adam ça-
lıştıran arasında herhangi bir sözleşme bulunmamaktadır. Adam çalış-
tıranın işin görülmesinde çalıştırdığı kişilerin adam çalıştırana yabancı
onunla herhangi bir ilişkisi olmayan kişiye zarar vermesi durumunda,
verilen zarar haksız fiil hükümlerine göre telafi edilir. Ancak, Yargıtay
özel hastane ve hasta arasındaki sözleşmeyi atlayarak verdiği kararlar-
da hep TBK m. 66’yı uygulamaktadır.
Çalışmamızda TBK. m. 116’nın şartları ve uygulama alanları ve
TBK. m. 66’dan farkına değinilmeye ve Yargıtayın uygulamalarının
isabetsizliği yine Yargıtayın verdiği kararlarla ortaya koyulmaya ça-
lışılmıştır.