Background Image
Previous Page  462 / 505 Next Page
Information
Show Menu
Previous Page 462 / 505 Next Page
Page Background

Şikâyetli avukat savunmasında, şikâyetçi ile ceza davasının taki-

bi ve 10.000,00.-TL. lık tazminat davası için 2.500,00.-TL. sı avukatlık

ücreti kararlaştırdıklarını, tazminat davası sırasında daha fazla bir

miktarın çıkması halinde fazla kısmın %10’nun da avukatlık ücreti

olacağının kararlaştırıldığını, ceza davasına müdahale dilekçesinin ve-

rildiğini, tazminat davasının dilekçesinin de hazırlandığını, ancak şi-

kayetçinin karşı tarafın sigortasından ödeme yapılacağını, bu sebeple

ödeyeceği avukatlık ücreti ve karşı tarafa yüklenecek avukatlık ücreti

de dahil olmak üzere anlaşma yapmasını istediğini, ilgili sigortalar-

dan tazminat alınabilmesi için o tarihte cezaevinde olan şikayetçinin

eşinin vekaletnamesinin de gerektiğini, vekaletnamenin ilgilinin Adli

Tıp’a gönderilmesi sebebiyle geciktiğini, döndüğünde de çocuğunun

ölümünden önceden haberdar olmayan şikayetçinin eşinin tepki gös-

tererek vekaletname vermediğini, eşinin tehdidinden korkan şikayet-

çinin, kendisini azlederek şikayetçi olduğunu, durumu bilen kişilerin

dinlenmesi gerektiğini bildirmiştir.

Baro Disiplin Kurulu, Adalet Bakanlığı tarafından kovuşturma

izni verilmesi üzerine açılan ve Yargıtay bozmasından sonra 2009/340

Esas, 2009/367 Karar sayılı kararı ile sonuçlanan kamu davasının so-

nuçlanmasını ve kesinleşmesini beklemiş, Mahkemenin şikayetli avu-

kat hakkında CMK 231. maddesine göre hükmün açıklanmasının erte-

lenmesine ilişkin kararının bu yönden kesinleşmesi üzerine, eylemin

meslekten çıkarma cezasını gerektirdiği, ancak hükmün açıklanma-

sının ertelenmesi sebebiyle üç yıl süre ile işten çıkarma cezası veril-

mesine karar vermiş, karara şikâyetli avukat vekili tarafından itiraz

edilmiştir.

Baro Disiplin Kurulunun kararı, Kurulumuzun 14.08.2010 gün ve

2010/238 Esas, 2010/402 Karar sayılı kararı ile Mersin 3. Ağır Ceza

Mahkemesinin kararından sonra kabul edilen 6008 Sayılı Yasa ile

CMK 231. maddesine eklenen altıncı fıkra ile sanığın kabul etmeme-

si halinde hükmün açıklanmasına karar verilemeyeceğinin eklendiği,

geçici 2 madde ile de, yasanın yürürlük tarihinden itibaren on beş gün

içerisinde başvuranlara da bu hükmün uygulanacağının düzenlendiği

belirtilerek, şikayetli avukatın, mahkemesine hükmün açıklanmasının

ertelenmesini kabul etmediği yönünde bir başvurusu olup olmadığı-

nın araştırılması gerekçesi ile bozulmuştur.