Background Image
Previous Page  22 / 505 Next Page
Information
Show Menu
Previous Page 22 / 505 Next Page
Page Background

TBB Dergisi 2013 (107)

Esra KATIMAN

21

kemesine başvuru hakkının, temel hak ve özgürlüklerin korunması ve

denetimi olarak adlandırabilecek geniş bir sistemin içinde görülmesi

ve gerek ulusal gerek uluslararası düzeyde bu sistemlerin bir parçası

olarak kabul edilmesi, hiç kuşkusuz, bu yolun etkinliği konusuna sıkı

sıkıya bağlıdır. Bu nedenle, Anayasa Mahkemesi’ne bireysel başvu-

ru yolunun bu koruma sistem içinde yerini alması her şeyden önce,

uluslararası temel hak ve özgürlüklerin korunması ve denetimi siste-

mi içinde en çok ilişki içinde olduğu ve Anayasa tarafından da açıkça

konu yönünden yetki ölçütü (

ratione materiae

) tayin edilen Avrupa İn-

san Hakları Sözleşmesi çerçevesinde ve Avrupa İnsan Hakları Mahke-

mesi içtihatları ışığında ilerleme ve gelişim sağlamasıyla mümkündür.

Anayasa Mahkemesi’ne bireysel başvuru yolu ve etkin hukuk

yolu sorununun  irdelenmesinde iki temel açı, konunun, özellikle,

AİHS içinde yer alan iki maddenin konusu içinde kaldığı için gerek-

lidir. Bireysel başvuru yolunun, AİHS yönünden tüketilmesi gerekli

bir iç hukuk yolu olup olmadığı (I) ve Anayasa Mahkemesi bireysel

başvuru sürecinde, Sözlesme’nin 6. Maddesindeki adil yargılanma gü-

vencelerinin uygulanabilirligi konusu (II), gerek Anayasa Mahkemesi

önünde gerek AİHM önündeki başvurular yönünden, yanıtlanması

gerekli öncelikli sorulardır.

I- AİHS ÇERÇEVESİNDE, BİR İÇ HUKUK YOLU OLARAK

ANAYASAL BAŞVURU YOLU

“AİHS’nin 35/1 Maddesi gereği

7

, başvurucuların tüm iç hukuk

yollarını tükettikten sonra AİHM’ye başvuru yapmaları gerektiğin-

den, Anayasa Mahkemesi önünde bireysel başvuru yoluna müracaat

edilmemiş olması, AİHM tarafından, başvuruların kabuledilmez bu-

lunmasına yol açabilecektir“, demek yanlış olmamakla birlikte, yete-

rince kapsamlı bir ifade değildir. Anayasa Mahkemesi’ne bireysel mü-

racaatın, tüketilmesi gerekli bir iç hukuk yolu olduğu sonucu, onun

sadece bir müracaat yolu olarak yasa ile var kılınmış olmasından ileri

gelmeyecektir. Bunu sağlayacak olan unsurlar, müracaat yolunun te-

7

AİHS’nin 35. Maddesinin birinci fıkrası şu hükmü içerir : “1. Mahkeme’ye ancak,

uluslararası hukukun genel olarak kabul edilen ilkeleri uyarınca iç hukuk yolla-

rının tüketilmesinden sonra ve iç hukuktaki kesin karar tarihinden itibaren altı

aylık bir süre içinde başvurulabilir”.