Background Image
Previous Page  299 / 505 Next Page
Information
Show Menu
Previous Page 299 / 505 Next Page
Page Background

Uluslararası Yatırımdan Kaynaklanan Uyuşmazlıkların Çözümünde ICSID Sözleşmesinin ...

298

Uluslararası bir iddianın ileri sürülmesi dendiği zaman, ilk akla

gelen devletin bu yöndeki davranışı olmaktadır. Zira uluslararası hu-

kukun gelişim seyrinde devlet, önceleri tek başına süje olmuş; zaman-

la diğer süjeler de ortaya çıkmıştır. Güncel uluslararası hukukta ise

uluslararası bir iddianın ortaya konması, yalnızca süjelere tanınan bir

hak olmaktan çıkmıştır.

1

Bununla beraber süje olmayan uluslararası

hukuk aktörlerinin bir uluslararası iddiayı ileri sürebilme hakkı, süje

olan aktörlere nazaran son derece sınırlı kalmıştır. Hatta söz konusu

aktörler adına halen uluslararası iddiaları süjelerin ve bilhassa devle-

tin ileri sürüp sonuç almaya çalıştığı bir gerçektir.

Özellikle bir tarafı devlet olan özel hukuk işlemlerinden kaynak-

lanan uyuşmazlıklar neticesinde ileri sürülecek iddiaların, uluslararası

hukuk kuralları çerçevesinde çözüme kavuşturulması gerekliliği, de-

ğişik çözümler üretme ihtiyacı doğurmuştur. Ancak uluslararası hu-

kukun klasik bir takım kural ve kurumlarının uygulanması tamamen

ortadan kaldırılamamıştır. Dolayısıyla bugün için, var olan sistemle-

rin, klasik uluslararası hukuk açısından da yorumlanması bir ihtiyaç

olarak ortaya çıkmaktadır.

ICSID Sözleşmesi de ortaya çıkan bir uyuşmazlığın ne şekilde

çözüme kavuşturulması gerektiğine dair birtakım usul ve ilkeler ge-

tirmiştir.

2

Bu çalışmada da adı geçen Sözleşme’nin getirdiği sistem

çerçevesinde uluslararası yatırımlar konusunda meydana gelen uyuş-

mazlıklar hakkındaki uluslararası iddiaların ileri sürülmesinde diplo-

matik koruma kurumunun yeri ele alınacaktır.

1

“Devletin, kendisi açısından bağlayıcı olan bir uluslararası hukuk yükümlülüğü-

ne aykırı davranması neticesinde bireyin hakları etkileniyorsa, bu şartlar altında

uluslararası sorumluluğun ne şekilde ileri sürüleceği sorunu ortaya çıkar. Bu tarz

bir uluslararası iddianın ileri sürülmesinin, diplomatik koruma vasıtasıyla bireyin

vatandaşlığında olduğu devletçe gerçekleştirilmesi mümkündür; ancak bireyin

korunmasının uluslararası hukukun öncelikli işlerinden birisi haline gelmesiyle,

bireyin uluslararası iddialarını ileri sürmesinin şekli de gelişim göstermektedir. Bu

bağlamda bireyin haklarını korumasını sağlayan uluslararası iddialar, hem müs-

takil içerikleri hem de şekilsel gereklilikleri bakımından ele alınmaktadır. Bireyin

uluslararası iddialarda bulunmasının sağlanması halen devletlerarası antlaşma-

ların oluşturulmasına bağlı olup, sınırlı bir alanda uygulanmaktadır ve bireyin

uluslararası bir iddiayı ileri sürmesi için oluşturulmuş bir alternatif olmadığında,

söz konusu iddianın ileri sürülmesi diplomatik koruma yoluyla mümkün olmak-

tadır.” (Francisco Orrega Vicuna, “Claims, International”,

in R. Wolfrum (ed),

The

Max Planck Encyclopedia of Public International Law

, Oxford University Press, 2008

–, online edition,

[www.mpepil.com

], Son erişim tarihi 01.04.2013, paragraf 1 – 3.)

2

Sven M. G. Koopmans,

Diplomatic Dispute Settlement – The Use of Inter-State Conci-

liation

, The Hague, TMC Asser Press, 2008, s. 98 – 100.