

TBB Dergisi 2013 (108)
Selami DEMİRKOL / Zuhal BEREKET BAŞ
25
Ancak, ortaya çıkan zararın giderilmesinden önce zararın meyda-
na gelmesini engelleyecek yada zarar oluşumunu en aza indirgeyecek
yasal düzenlemelere ve bu yasal düzenlemelere dayalı olarak yapıla-
cak imar uygulamalarına ihtiyaç olduğu tartışmasızdır. Bu noktada
ülkemizin kent ve köylerinde her türlü afet olayına karşı risk içeren
yapı stokunun riski ortadan kaldıracak şekilde gözden geçirilmesi ge-
rekmektedir. Öte yandan yeni yapılacak yapıların afetlere karşı duyar-
lı ve önlemleri içeren plan kararlarına dayalı yapılmasının sağlaması,
yapıların afet riskine karşı denetimden geçmek suretiyle ruhsatlandı-
rılması gerekliliği bulunmaktadır.
Ancak afet riski gerçekleşmeden var olan riskin yaratabileceği za-
rarları azaltmak amacıyla alınması gereken tedbirleri öngören bu işe
özgü, spesifik bir yasal düzenleme yer almamaktaydı. Özellikle imar
açısından risk içeren yapıların afet riski gerçekleşmeden sağlam hale
getirilmesi noktasında bir yasal düzenlemenin varlığı önem arz etmek-
teydi. İşte bu amaçlara ve ihtiyaçla 16.05.2012 tarih ve 6306 sayılı Afet
Riski Altındaki Alanların Dönüştürülmesi Hakkında Kanun
3
ile afet
riskine ilişkin düzenlemeler getirilmiş bulunulmaktadır.
Çevre ve Şehircilik Bakanlığının resmi internet sitesinde yer alan
soru ve cevap kısmında Yasaya dair sorular cevaplanırken verilen bil-
giler arasında
4
Türkiye’de yaklaşık 19 milyon konut bulunduğu, bu
konutlardan 2000 yılından sonra yapılan 5 milyon konut haricindeki
14 milyon konutun afet riski yönünden incelenmesi gerektiği, deprem
tasarımının yetersiz olduğu binalar, malzeme dayanımı yetersiz olan
ve mühendislik hizmeti almayan kaçak yapılar dahil yapı stokunun
yaklaşık %40‘ ının (6-7 milyon konut) yenilenmesi yada güçlendirilme-
si gerektiğinin tahmin edildiği açıklanmıştır.
6306 sayılı Yasa afet riski açısından önem arz eden ve beklenen bir
yasal düzenleme olmakla birlikte kamuoyunda oldukça tartışılan ve bir
çok yönden eleştirilere maruz kalan düzenlemeler içermektedir. Yasaya
ilişkin eleştiriler özetle; yerel yönetimlerin yetkilerinin elinden alındığı,
TOKİ’ye oldukça fazla yetki verildiği, barınma hakkının ve mülkiyet
hakkının ihlal edildiği, hak arama özgürlüğünün ortadan kaldırıldığı,
3
31.05.2012 tarih ve 28309 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanmıştır.
4
http://www.csb.gov.tr/gm/altyapi/index.php?sayfa=anasayfaadresinden alın-
mıştır.