

TBB Dergisi 2013 (108)
Hilmi ŞEKER
323
lendirme konusundaki kıran kırana ve soluksuz mücadelesini seyretti.
Hukuki şekilcilik ve hukuki gerçekçiliğin yarışmasıyla vücuda gelen
adalete erişim hakkını fark edemedi.
Avrupa’ya taşınan bu mücadele; gecesini gündüzüne kattı, boş
durmadı yaptığı yerinde, isabetli ve ilerletici yorumlarla erişim hak-
kından hukuki dinlenilme ve adil yargılanma hakkını vücuda getirdi.
Damıtılarak oluşturulan bu hakların gerekçe ve temellendirme hakkı-
nın civar hak ve özgürlüklerle olan hısımlığını, ilişkisini ve paradigma-
sından doğru bir yerde durarak analiz edilemedi. Buradan yargının,
birey, toplum ve kamunun ihtiyacı olan bir teori, kuram ve deneyim
oluşturulamadı.
Birbirini tekrarlayan gerekçe söylemi bir sanata dönüşemedi. Ge-
rekçe üzerinden hak ve özgürlüklerin insan için taşıdığı değer kav-
ranamadı, anlamlandırılamadı. Söylem orijinal olmaktan uzaklaşarak,
sığlaştı giderek hiçleşti.
Alan çalışması yapılamadı. Gerekçesizlik kusur, motif ve model-
lerinden bir soyut sapma faktör seti oluşturamadı. Analiz yapılamadı,
sapmalar teşhis edilemedi. Velhasıl temellendirme hata ve kusurla-
rının yarattığı etki ve sonuçlardan hareketle gerekçelendirme teşhisi
yapılamadı, geliştirilen özelliklerden yola çıkılarak sapmalara isim ko-
nulamadı. Gerekçesizliğin anlamı ve onlardan kurtulmanın formülü,
sırrı her nedense bulunamadı, keşf edilemedi.
Akademik çalışma ve eserlerin umumiyetle başını kuma gömmesi,
ilginin bir kaç deneyim ve sesle sınırlanmış olması, argümantasyonun
sığlaşmasının önemli bir nedenidir. Özellikle usul hukuku alanında
emek mesai ve çaba gösteren eserlerin, sıra gerekçeye geldiğinde, ken-
disinden önce bu alanda çalışanları görmezden gelmeleri, ilgiyi akade-
mik unvan, titirle sınırlamaları, araştırmayı tekelle çevrelemeleri ya da
gerekçe konusunda kaynak tüketmekten ısrarla kaçınmaları izahtan
varestedir.
Yargıtay’ın gerekçe konusundaki sınırlı ve sığ söylemine yapılan
göndermelerle yetinen çalışmaların çokluğu, ardılların atıf kolaylığına
sığınarak öncekileri, öncülleri yinelemeleri gerekçe bağlamlı araştır-
maları önlemekte, gerekçe üzerine söylenebilecekleri kaynağına göm-
mektedir. Sözün özü, akademik terbiyenin, saygınlığın usul ve esas-
ların sömürülmesi, gerisinde aralarında gerekçenin de olduğu bir çok