

İbralaşmayı Yoksayan Etik İlişki/Yozlaşan Gerekçe
324
konu, hak ve özgürlüğün geliştirdiği özelliklerin keşfini önlemekte
yahut sınırlamaktadır.
Akademinin bu konuda üzerine düşeni dört ikilik yaptığını söy-
lemek gerekçesizlik modellerini şımartmak, olanları kutsamak, me-
rakları uyutmak demektir. Bilimin kıblesi meraktır. İlgisini, merakını
ve sorularını unutan bir akademinin gerekçe konusunda genelleşerek
derinleşmesi olanaksızdır. Gerekçe hakkının kurumsallaşması için ya-
pılanlarla yapılacakların çokluğu sınırların ötesinde dişini tırnağına
takan hukuki çalışmalarla sabittir.
Özellikle gelecek vaat eden mastır ve doktora tezlerinin buraya
odaklanması, etrafını kolaçan ederek yerel hukukun ihtiyacı olanı bu-
lup ithal etmesi, başkası ile arasında oluşan kod farkının nedenlerini
belirleyerek gidermesi gereksinimi aşan bir ihtiyaçtır. Dahası bu alan-
da oluşan çoraklığın, kuraklığın bir nebze olsun giderilmesi, etik iliş-
kinin buradan beslenerek yoluna sorunsuz devam edebilmesine eşsiz
bir katkı sunar.
Müfredatın gerekçeye ilgisizliği, hukuk eğitimini gerekçe konu-
sundaki küresel gelişmelerden yoksun bırakmakta, gerekçelendirme
kültürüne dışarıdan gelecek katkıları önlemektedir. Müfredatın gerek-
çe konusundaki genel duyarsızlığından azade olması beklenmemeli-
dir. O da herkes ve her kurum gibi olup bitenlerden etkilenerek, payına
düşen duyarsızlıkla gerekçenin gömülmesine gereken katkıyı hiç kuş-
kusuz vermektedir. Gerekçe konusunu bir iki içtihatla sınırlayan, uf-
kunu büzen kitaplardan beslenen bir akademik müfredatın, bir kaç yıl
sonra duruşma salonuna gidecek bir öğrenci için gelecek vaat ettiğin-
den, gerekçenin karmaşık ilişki, yaşam tarzı ve etik ilişkiyle münasebeti
konusunda ahkam kestiğinden söz etmek mümkün olmayacaktır.
Katkıdan mahrum bir kültürün yarına gerekçe adına bırakabile-
ceği bir şeylerin olabileceğini söylemek ne yazık ki mümkün değildir.
Temellendirme birikiminden yoksun bir hukuk eğitiminin, bir kaç
adım ötedeki pratiklerle birey, toplum ve diğerlerinin temel, baz ve
dayanak ihtiyacını karşılaması hayaldir.
Akademi sıralarında gerekçesizliğin kürsü-meşru ilgili ve toplum
arasındaki etik ilişkiye verdiği zararların tartışılmaması, hafife alınma-
sı gerekçe üzerine sistematik bir çalışma yapılmaması, ikna etmeyen