

TBB Dergisi 2013 (108)
Hilmi ŞEKER
329
gürlüklerden yararlanmalarını yarattığı ayrıksılıkla önler veya huku-
ku istisnalaştırarak özgürlükleri askıya alır.
Hukuk, istisnai hükümlerle öteden beri içli dışlıdır. Hukuk do-
ğası gereği farklı kişi ve olayların bu farklılıklarının yaratacağı huku-
ka aykırılığı ortada kaldırmak için değişik, farklı, özgü uygulamalar
önerebilir. İyicil karakterli bu istisna, aynılaştırma ve benzeşmenin
yaratacağı tehlikelerden hukuk ve bireyi uzak tutarken, habis huylu
hukuk, ideolojik politik ve geleneksel kimi huylarının tetiklediği ne-
denleri arkasına alarak düşman addettiği kimseleri kavramlar üzerin-
den yarattığı kirli, içten hesaplı, kişiye münhasır hukukla yok etmeye
özgülenir.
Yurttaşı düşman, eylemi de tehlike olarak kodlayan hukuk anla-
yışı yok etmek dahil, bireyi her türlü hak ve özgürlüklerden yoksun
bırakmayı meşru ve sözde hukuk olarak addeder. Eylem ceza huku-
kunu çeşitli bahanelerle rafa kaldırarak, onun yerine çağcıl ceza hu-
kuklarının asla itibar etmediği, yasak olarak mimlediği kişiye özel hu-
kuku devreye alarak, hukuk üzerinden toplumu beridekilerle ötekiler
makbul olanlarla sapanlar olarak kategorize eder. Gerekçe böyle bir
tasnifin ustası, aracı ve meşrulaştırıcısı olarak sahneye çıkar, kişi ceza
hukukunun kendisine biçtiği rol ve işlevi memnuniyetle, üstlenerek
eksiksiz olarak icra eder.
Mevzuatımız öteden beri yarattığı istisna hukuku ile hak ve özgür-
lükleri kısıtlamayı ülke bütünlüğü, kamusal beklentiler kamu hizmeti
gibi nedenlerle kılıflayarak, yargılama hukukunun herkese eşit olarak
uygulanmasını önler. Bu kötü şanın son dönemde mülkiyet hakkı ve
müsadere hukuku alanına yaptığı müdahalelerle adeta Terörle Müca-
dele Yasası’nın mülkiyetle mücadele versiyonunu oluşturur. Bu istisna
hukukuna yönelen eleştiri ve itirazların ciddiye alınmadığının, hafife
alındığının bir başka görünümüdür.
Gerekçenin, yerine, zaman ve kişisine göre durumdan vazife çı-
kardığından kuşku yoktur. Kimi zaman yasaları aşkın yorumlayan
deneyimlerin arkasına aldığı politik, ideolojik gerekçelerle hukuka,
özgürlüklere ve haklara dünyayı dar ettikleri, etik ilişki değerlerini
hiçleştirdikleri, kişi etik değerleri örseleyerek bertaraf ettikleri herke-
sin malumudur.