

TBB Dergisi 2013 (108)
Hilmi ŞEKER
331
Gerekçenin ayağa kalkması, kendinden bekleneni verebilmesi
onun sağlam bir dil ve anlam bilgisiyle, onu kavramsallaştırabilen
zengin, yüksek bir dile gereksinim duyar. Etkin, verimli, saygın ve bu-
yurgan olmak, hükmün arkasında durmak konuşabilme anlatabilme
ve algılama yeteneğine sahip olmayı gerektirir.
Aktüel gerekçe; sözcük azlığı, cümle hataları, anlam bozukluğu,
devrilen tümceleri, potansiyel kazalarıyla dil ve anlam özürlüsüdür.
Kütüphanelerin merdiven altına indiği, kitapların barınacak yer bu-
lamadığı, kitaplıkların fakirleştiği adli mekanda dil kaynağını yitirir,
damarlarındaki hayat çekilir, can çekişen dil kısırlaşır, çoraklaşır, sığ-
laşır yozlaşarak en nihayet düşünceye ihanet eder. Dumura uğrayan
düşüncenin dünyayı etkisine alması, hükmün mütercimi olması, hu-
kuku yurttaşa anlatması olanaksızdır.
Bu gün yaşanan da budur. Kendisini vargı/yargı olarak lanse
eden hüküm, diyalektiğin vücuda getirdiği nesnel düşüncedir. Konuş-
ma yeteneği olmayan düşünün, bu yazgıdan azade bir hayat sürme-
si mümkün değildir. Gerekçe yarışan düşüncelerin bileşkesi olarak,
tersine yoksullaşan bir konuş diline sahiptir. Dil ve anlam bilgisinin
inceliklerini kaçıran bu dil, etkisizleşerek güç olmaktan giderek uzak-
laşmaktadır.
Dil kazalarına gebe bu konuşma; yarattığı anlam bozukluğu, algı
hatası ve uygulama sorunlarıyla hükmün otör olmasını, ahkam kesesi-
ni engeller. Hataların onanması, yeni uyuşmazlık ve maliyet demektir.
Dil bağlamlı yeni uyuşmazlıklar, dava ile hüküm arasındaki süre ve
mesafeyi açmakta, makul sürede yargılama ve usul ekonomisinin bek-
lentisi seraba dönüşmektedir.
Böylelikle ilişilemez hüküm, aktarma yargısıyla tanışmadan tas-
hih, tavzih gibi kurumlar üzerinden bazen de sıra ve usul dışı yöntem-
lerle dokunulur hale gelmekte, hatta yaratılan kirlilikle hüküm gücü-
nü ve saygınlığını yitirmekte, dil gerekçeye ihanet etmektedir.
12. Sabıkalı Geçmiş/ Sakınan Gelecek:
Gerekçe, iyicil olduğu kadar birey, toplum ve değerlere ihanetiyle
de ünlüdür. Hukukun meşrulaştıran rol ve işlev üstlenen dinamiği,
kendisini gerekçeler üzerinden gerçekleştirmeyi ihmal etmez.