Background Image
Previous Page  344 / 417 Next Page
Information
Show Menu
Previous Page 344 / 417 Next Page
Page Background

TBB Dergisi 2013 (108)

Hilmi ŞEKER

343

Kürsü, birey toplum ve diğerleri arasındaki ilişki iki parametreden

beslenir. Bunlardan ilki yargıç etiğidir. Yargıcın etik değerleri, onun

özgeçmişi, biyografisi, toplumsal köken ve politik düşünce ve zihniye-

ti gibi bir çok öznel ve nesnel parametre tarafından belirlenir.

38

Yargıcın kişiliği ile yargılamanın yazgısı arasında bağlantı vardır.

Yargıcın biyografisi, yetiştiği mecra, konumu, toplumsal tabanı ile po-

litik tercihlerinin yargılamaya aksetmesi olasıdır. Bu edenlerin bir fır-

satını bulup, hükme ilişme ve onu biçimlendirmesi muhtemeldir. Bu

ihtimal yargıcı bir tercihe zorlayabilir.

Etik ilişkinin, kişisel etik değerlerinin etkisine girmesi, hükmü öz-

nel olanla zehirlenmesi, yansızlık bağlamlı krizlerin vücuda gelmesi,

güven bunalımının derinleşmesi demektir.

Bu tablonun etik ilişki değerlerine zarar vermesini önleme seçe-

neği neredeyse yok gibidir. Bu riskle baş etmenin yegane yolu, yargı-

lamanın kendi parametrelerine sadık kalarak insan olanaklarını dram

ve trajedisini sonlandıracak tercihte sebat etmesidir. Bu etik ilişkinin

yargılama ve üçüncü gözden beklentisi, yegane arzudur. Gerekçe bu

arzuyu formüle eden biricik araç, rol, işlev ve metnin adıdır.

İlişki etik değerleri ise yargılamaya yön ve biçim veren kadim in-

sani ilkeler, hukukun doğru bilgisi, insan hak ve özgürlüklerini kalıcı

kılacak olanlardır. Bu değerlerin tabiatı gereği çokça seçeneği yoktur.

Bu değerlerin kişi değerleriyle ittifakı gerekçeye, toplum yararına çok

şey söyleteceği gibi, ikincisinin etkisine giren gerekçenin yıkıcı, yakıcı

ve kardeş kavgası yaratması da muhtemeldir. Kişisel değerlerin had-

leri zorlaması, aşkınlığı, toplumu kaynayan kazana dönüştürecek bir

gerekçe, dil, söyleme vücut verebilir. Bu gerekçenin habis amaçların

aracı olarak tedavül görmesi, kötüye kullanılarak zıvanadan çıkarıl-

ması demektir.

38

Yargıcın, bu özgürlüğünden yararlanabilmesi, dolayısıyla yargıçlık işlevini ama-

cına uygun yerine getirebilmesi ise, onun kişi olarak etik özgürlüğüne ve bilimsel

donatımı ile yeteneklerine bağlı görünüyor; doğru değerlendirmeler yapabilmesi-

ne; başka hak, değer, adalet v.b. gibi, işiyle doğrudan doğruya ilgili kavramların

açık felsefi bilgisine sahip olmasına; ülkesinde ve başka ülkelerde yürürlükte olan

yasalar ve yapılan değişiklikler, bu yasalara göre ve bu yasalara rağmen alınan

kararlar ve gerekçeleri hakkında elden geldiğince çok bilgi sahibi olmasına, dola-

yısıyla farklı olanaklıkların bilgisine sahip olmasına v.b....İoanna Kuçuradi; Etik,

Türkiye Felsefe Kurumu, Ankara, 1999,s.145-146