

İbralaşmayı Yoksayan Etik İlişki/Yozlaşan Gerekçe
342
Sır ve giz politikasının yargılama ve gerekçenin öncelikleriyle çe-
lişmesi, savunma ve gerekçenin ihtiyacını karşılamaktan kaçınarak,
gerekçe ve hükmün tek taraflı, istenilen, mevcutlarla veya beklentileri
doğrultusunda biçimlenmesini sağlar. Savunma sırrın korunmasıyla
oluşan boşluğu yenisi, almaşığı ve sahici gereksinimiyle doldurulma-
masından neşet eden kayıplarını telafi edememesi, gerekçenin eşitlik-
çi, özgürlükçü ve çoğulcu, katılımcı yanını ihmal, bertaraf eden ciddi
bir erişim engelidir.
En önemlisi dilin yargılama gerekçe ve hükme verdiği katkıyı arit-
matiğin dışında tutar, hesaba katmaz. Korku, endişe, sanrı ve gelenek-
lerine teslim olan adli politika, ana dili tüm çabalarına rağmen gerekçe
ve hükmün öznesi, bileşeni ve kurucusu olmasına kota koyar. Örtülü
bu yoksama, red ve yadsıma, hükme içtenlikle katkı sunacak ifadenin,
duruşma salonuna girişini yasaklar. Bir şekilde salona alınan veya sa-
lona giren dili; sıkı önlem, katı, sığ, yavan uygulama ve yorumlarla
canından bezdirir. Etkin ve verimli olmasını sınırlar. Önüne konulan
bir çok engelle ana dilin yargılama diliyle çalışma arkadaşlığı yaparak,
gerçeğin birlikte ve ortaklaşa çabayla bulunmasına tahammül edemez.
Gerekçenin zenginleşmesine izin vermez, reddeder, kıskanır, önler,
yoksar ve kısıtlar. Bu önlemler; kürsü ile yurttaş arasında olması gere-
ken güven/etik ilişkiyi kökünden sarsar, bozar, alaşağı ederek çoğul-
cu damar ve demokratik yargı hayallerini buruşturur, kenara koyar.
Böylece yargı dili tekleşir, tekleşen ve tekelleşen dil yargıyı bağla-
mından koparır, başka mecraya savurur. Makas değişikliği hukuku,
hukukun asla istemediği, sevmediği, bir arada olmayı düşünmediği
totaliter ve zorba anlayışla işbirliği yapmaya icbar eder.
Demokratik denetime, çoğulcu yapılanmaya kapılarını kapayan
yargı paradigması, büzülen, azalan, volümü düşen çoğulcu arterler-
den gerekçe ve hükme taşınacak materyalden yoksun kalır. Nicel ve
nitel bu yoksunluk, kendisini yetersiz, gayrimeşru ve hukuki olmayan
gerekçeler şeklinde gösterir.
Yargının toplumla ibralaşması, helalleşmesi, güven telkin etmesi,
kaybettiği güveni gözden geçirip derhal tazelemesi zorunludur. Gü-
ven, etik ilişkinin sonucudur. Toplum ve bireyle girilen ilişkinin ak-
lanması, gerekçe sorumluluğunun zamanında ve gerektiği gibi yerine
getirilmesine bağlıdır.