Background Image
Previous Page  342 / 417 Next Page
Information
Show Menu
Previous Page 342 / 417 Next Page
Page Background

TBB Dergisi 2013 (108)

Hilmi ŞEKER

341

Sonuçta ortaya yoksunluğun, bilgisizliğin yarattığı içeriksizlik,

donanımsızlık, okuyamamaktan neşet eden dil, anlam bozuklukları,

bu defektlerin düzeltilmesinden kaynaklanan aşkınlıklar ve erişim so-

runlarının yarattığı sapmalara neden oldu.

Çağımız yargısı sorunlarını çoğulcu ve demokratik ilkeler üzerin-

de yükselen bir yargı perspektifiyle görmekte ve kavramaktadır. Top-

lumsal ve kamusal barışın kaideten duruşma salonunda inşa edilece-

ğine inanan bu bakış açısı, kalıcı bir barışın inşasının insani olanakları

baz alan bir demokratik modelle mümkün olacağına inanmaktadır.

Bu anlayış, duruşma salonlarının kapılarının olabildiğince açıla-

rak, kamusal denetimin kendisinden başlaması muazzam için çaba

harcamaktadır. Yargıcın öznel ve nesnel yansızlığı gibi demokratik re-

jimlerin vazgeçilmez addettikleri kurumların kurumsallaşması için bir

çok araçla birlikte gerekçeyi keşfeden sistem, çoğulcu gerekçelendir-

me ortaklaşa hüküm anlayışının denetim versiyonun için, hükümden

etkilenen hemen herkesi kontrol ve denetim sofrasına çağırmaktadır.

Dahası hükmün tabanının, herkesi kapsayacak denli geniş tutul-

masını sağlayarak, hükmün yarınların barışını sağlayacak güce, hac-

me ve potansiyele erişmesini arzulamaktadır. Usul hukuklarını eviren,

çeviren bu bakış, ırk, dil, din gibi öznel parametrelerin nesnel bir hük-

mün inşasından uzaklaşarak, hükmün yozlaştıran, konsantreyi bozan

ve kuşkuları konsolide eden engelle karşılaşmadan kendi gerçeğini

oluşturmasını istemektedir.

Herkesin karınca ve kararınca inşasına katkı sunduğu bir yargıla-

ma gerekçe ve hükmün, saygın bağlayıcı ve etkin olabilmesi için adale-

te erişim önündeki engellerin tereddütsüz sıfırlanması gerektiğini sa-

vunur, varını yoğunu bu idealini gerçekliği için sarf ve seferber eder.

Demokratik, çoğulcu, heterojen, katılımcı bir temellendirme anlayışı-

nın toplumsal barışa katkı sunacağını ifade eder.

Böyle bir yargı, yargılamanın formüle ettiği temellendirmenin

sağladığı kalıcı ve kitleleri kapsayan barışıyla adlileşmeyi önler.

Günün temellendirme ve argümantasyon anlayışı, gerekçeyi sı-

radan bir metne indirgemekle bu büzülme, daralma ve sığlaşmanın

dışarıda, ötede bıraktığı kişi, nesne ve sorunun yarattığı devasa uyuş-

mazlıklara çağrı yapar. Usul hukuklarını zorlayan bu tarz yarattığı

etik problemlerle yargılama-gerekçe ve hükmü aksından çıkarır.