

Suçların İhbarı ve İhbarcıların Korunması
390
(2) Valilik veya kaymakamlığa ya da mahkemeye yapılan ihbar
veya şikâyet, ilgili Cumhuriyet Başsavcılığına gönderilir.
(3) Yurt dışında işlenip ülkede takibi gereken suçlar hakkında
Türkiye’nin elçilik ve konsolosluklarına da ihbar veya şikâyette bulu-
nulabilir.
(4) Bir kamu görevinin yürütülmesiyle bağlantılı olarak işlendiği
iddia edilen bir suç nedeniyle, ilgili kurum ve kuruluş idaresine yapı-
lan ihbar veya şikâyet, gecikmeksizin ilgili Cumhuriyet Başsavcılığına
gönderilir.
(5) İhbar veya şikâyet yazılı veya tutanağa geçirilmek üzere sözlü
olarak yapılabilir.
(6) Yürütülen soruşturma sonucunda kovuşturma evresine ge-
çildikten sonra suçun şikâyete bağlı olduğunun anlaşılması halinde;
mağdur açıkça şikâyetten vazgeçmediği takdirde, yargılamaya devam
olunur.”
CMK
’
nun
“Şüpheli Ölümün İhbarı” başlıklı 159. maddesine göre
“Bir ölümün doğal nedenlerden meydana gelmediği kuşkusunu do-
ğuracak bir durumun varlığı veya ölünün kimliğinin belirlenememesi
halinde; kolluk görevlisi, köy muhtarı ya da sağlık veya cenaze işle-
riyle görevli kişiler, durumu derhâl Cumhuriyet Başsavcılığına bildir-
mekle yükümlüdürler.”
Bu yükümlülüğün yerine getirilmemesi aşağıda değinilecek olan
TCK’nun 279 ve 280. maddelerinde düzenlenen suçları oluşturabilir.
CMK’nun 170. maddesinde, Cumhuriyet savcısı tarafından dü-
zenlenen iddianamede; açıklanmasında sakınca bulunmaması halinde
ihbarda bulunan kişinin kimliğinin de gösterileceği belirtilmiştir. Ceza
yargılamasında maddi gerçeğin ortaya çıkarılması açısından bu bir ge-
rekliliktir. Çünkü suç ihbarında bulunan kimsenin olayla ilgili bilgi ve
görgüsü varsa bu kimseye yer göstermede, teşhis etmede ihtiyaç ola-
bilir. Rızası varsa yüzleştirme yapılması, tanıklık yapması gerekebilir.
Bütün bunlar yapılırken kendisi istemedikçe kişiliği ve kimliğinin gizli
tutulmasına dikkat edilmelidir.
Türk Hukukunda tanıklık toplumsal bir görev olarak düzenlen-
miştir. Bu sebeple tanıklığın yasak veya ihtiyari olduğu (CMK m. 45
v.d.) durumlar dışında kalan herkes, kamusal görevin gereği olarak