

TBB Dergisi 2013 (108)
Hüsamettin UĞUR
393
yacak durumda bulunan kimse olması hâlinde, verilecek cezanın, yarı
oranında artırılacağı düzenlenmiş idi. Ancak TCK’nun 278. maddesi,
Anayasa’nın 38/5. maddesindeki “Hiç kimse kendisini ve kanunda
gösterilen yakınlarını suçlayan bir beyanda bulunmaya veya bu yolda
delil göstermeye zorlanamaz” hükmüne aykırılığı nedeniyle Anayasa
Mahkemesince İPTAL edilmiştir.
16
Bu Karar, 15 Nisan 2012 tarihinde
yürürlüğe girdikten sonra, 2.7.2012 tarih ve 6352 SK. ile 278. madde
yeniden düzenlenmiş ve Anayasa Mahkemesinin iptal kararı gözeti-
lerek, son fıkrada tanıklıktan çekinebilecek olanların bu suçun faili ol-
ması halinde cezaya hükmolunmayacağı öngörülmüştür.
TCK’nun 279 ve 280. maddelerinde ise “Kamu Görevlisinin Suçu
Bildirmemesi” ve “Sağlık Mesleği Mensuplarının Suçu Bildirmemesi”
suçları düzenlenmiştir. 279. maddedeki suç, özgü (mahsus) suç oldu-
ğundan suçun faili ancak kamu görevlisi olabilir. 280. maddede sayı-
lan sağlık mensuplarının da kamu görevlisi olması halinde haklarında
soruşturma doğrudan genel hükümlere göre yapılır.
TCK’nun 284. maddesinde, “Tutuklu, Hükümlü veya Suç Delil-
lerini Bildirmeme” suçu düzenlenmiştir. Maddede “Hakkında tutuk-
lama kararı verilmiş olan veya hükümlü bir kişinin bulunduğu yeri
bildiği hâlde” ya da “işlenmiş olan bir suça ilişkin delil ve eserlerin
başkaları tarafından saklandığı yeri bildiği hâlde” yetkili makamlara
bildirmeyen kimse için ceza öngörülürken “bu suçların üstsoy, altsoy,
eş veya kardeş tarafından işlenmesi hâlinde, cezaya hükmolunmaz”
16
Anayasa Mahkemesinin 30.06.2011 gün ve 2010/52 Esas, 2011/113 sayılı Kararı,
15.10.2011 gün ve 28085 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanmıştır. İptal hükmünün,
kararın Resmi Gazete’de yayımlanmasından başlayarak altı ay sonra yürürlüğe
girmesine karar verildiğinden ve verilen süre içinde kanunkoyucu yeni bir dü-
zenleme yapmadığından, 15.04.2012 tarihinden itibaren TCK’nun 278. maddesi
bütünüyle suç olmaktan çıkmıştır. 5237 sayılı TCK’nun 7. maddesindeki kanunun
“Zaman Bakımından Uygulama” ilkesinin gereği olarak daha önce işlenip henüz
kesin hükme bağlanmamış dosyalarda da bu hususun gözetilmesi gerektiği gibi,
kesinleşip infaz edilmemiş dosyalar yönünden de lehe olan bu hususun uyarla-
ma yargılaması ile değerlendirilmesi gerekmektedir. İptal kararının gerekçesinde
“İtiraz konusu kuralda, işlenmekte olan veya işlenmiş olmakla birlikte sebebiyet
verdiği neticelerin sınırlandırılması halen mümkün bulunan bir suçu yetkililere
bildirmeyenlerin maddede öngörüldüğü biçimde cezalandırılacakları belirtilir-
ken, gerek maddede, gerekse bu maddeye atıf yapacak biçimde başka bir yerde,
bu suçun fail veya failleriyle anılan suçu bildirmeyen kişi arasındaki yakın akra-
balık durumu cezasızlık açısından ayrık tutulmamıştır. Açıklanan nedenle kural
Anayasa’nın 38. maddesine aykırıdır” tespitine yer verilmiştir.