Background Image
Previous Page  197 / 485 Next Page
Information
Show Menu
Previous Page 197 / 485 Next Page
Page Background

Anayasa Yargısının Meşruluğuna Bir İtiraz Olarak “Egemenlik”

196

Türkiye açısından uluslararası hukukun ulusal hukuka etkileriy-

le ilgili söz edilebilecek düzenlemelerden diğerini 4771 sayılı Çeşitli

Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına İlişkin Kanun oluşturmaktadır. 3

Ağustos 2002’de kabul edilen ve 9 Ağustos 2002’de R.G.’de yayınlanan

4771 sayılı Kanun md. 6 ve md. 7 ile İHAM’ın Türkiye aleyhine hük-

medilen ve tazminatla giderilemeyecek sonuçlar doğurduğu anlaşılan

kararlarının, hukuk ve ceza yargılamalarında yargılamanın yenilen-

mesine olanak tanınmıştır. Bu amacı gerçekleştirmek için 1086 sayılı

belirlenmeye çalışılır; ikinci olarak, hâkimin tarafsızlığı konusunda meşru kabul

edilebilecek kaygıları giderebilecek yeterli güvencelere sahip olup olmadığı tes-

pite çalışılır. Bu dava ikinci ölçütle ilgilidir; yani, ana hukuki sorun yargılama

heyetinde yer alan üyelerin kişisel tutumlarından ayrı olarak, mahkeme heyetinin

tarafsızlık konusunda kuşku doğuran bir görünüm sunup sunmadığıdır. Bağım-

sızlık konusunda ise görünüm de bir dereceye kadar önemlidir; bundan çıkan

sonuca göre belirli davada belirli bir mahkeme heyetinin tarafsızlığından kuş-

kulanmak için meşru sebepler bulunup bulunmadığına karar verilirken, tarafsız

olunmadığı iddiasında bulunanların görüşü önemlidir; ancak belirleyici değildir;

belirleyici olan bu kaygının objektif olarak haklı görülüp görülemeyeceğidir. Mah-

keme olayda bu ölçüleri uygulayarak başvurucunun bağımsız ve tarafsız bir yargı

yeri tarafından yargılanma hakkının ihlali sonucuna varılmalıdır.” şeklinde ka-

rar vermiştir. T.C. Yargıtay Başkanlığı, “AİHM Karar Sorgu”, (Çevrimiçi) http://

www.yargitay.gov.tr

/aihm/upload/70_1997_854_1061.pdf, 25 Haziran 2012,

par. 38-40. Her iki İHAM kararı ile ilgili değerlendirmeler ve bu konuyla ilgili

diğer İHAM kararları için bkz.: Sibel İnceoğlu, İnsan Hakları Avrupa Mahkemesi

Kararlarında Adil Yargılanma Hakkı, Kamu ve Özel Hukuk Alanlarında Ortak

Yargısal Hak ve İlkeler, Gözden Geçirilmiş İkinci Basım, İstanbul, Beta Yayınları,

2005, s. 176-187. Diğer taraftan askeri yargılama hukuk devletinin gerçekleşmesi-

ne de engel oluşturmaktadır. Askerî hâkimlerin, bağımsız ve güvenceli olmaması,

onların subay üniforması ve dolayısı ile hiyerarşik bir yapılanma içinde görev

yapmaları bunun başlıca nedenlerindendir. Ayrıca askeri hâkimler biri mesleki,

diğeri kıta amirlerinden aldıkları subay sicili olmak üzere iki tür sicil almakta ve

bu sicillerin ortalamasına göre askeri hâkimler terfi etmekteydiler. Kuşkusuz bu

durum askeri hâkimlerin idarenin bir noktada emrinde olduğunun da göstergesi-

dir. İHAM’ın ihlal kararları da eklenince Türkiye askeri hâkimleri DGM’lerden çı-

karmak zorunda kalmıştır. Bkz. Gültekin Avcı, Genelkurmay Cumhuriyeti, Ordu-

nun Devleti mi Devletin Ordusu mu?, İstanbul, Metropol Yayınları, 2008, s. 100.

AYM, askeri hakimlere, bağlı oldukları komutanlar veya askeri kurum amirleriyle

kıdemli hakimler tarafından “subay sicili” verilmesini düzenleyen 26 Ekim 1963

tarih, 357 sayılı Askeri Hâkimler Kanunu’nun 17 Temmuz 1972 tarih, 1611 sayılı

Kanun’un 1. maddesi ile değiştirilen 12. maddesinin (B) bendinin, ilk paragrafının

“… Sicili düzenlenecek askeri hâkim subayın kuruluş bağlantısına göre nezdinde

askeri mahkeme kurulan komutan veya askeri kurum amiri; …” bölümünü ve (1)

numaralı alt bendinin “Kıdemli hâkimler, birlikte çalıştıkları hâkimlerin; askeri

savcılar, birlikte çalıştıkları yardımcı savcı ve savcı yardımcılarının; …” bölümü-

nü anayasaya aykırı bularak iptal etmiştir. Karar ve gerekçesi için bkz.: AYM, K.T.

8.10.2009, E. 2006/105, K. 2009/142, R.G. 8.1.2010, S. 27456, (Çevrimiçi) http://

www.anayasa.gov.tr/index.php?l=manage_

karar&ref=show&action=karar&id=

2762&content=, 26 Şubat 2013.