

TBB Dergisi 2013 (109)
Ferhat USLU
195
meleri (DGM) ile ilgili düzenlemeler İHAM kararları gereğince ger-
çekleşmiştir. Böylelikle, egemenlik yetkisine sahip bir devlet olarak
Türkiye’nin anılan yetkisinin kullanılmasında, ulusal-üstü bir kurulu-
şun müdahalesi söz konusu olmaktadır
74
.
Gerçekten de, İHAM’ın İncal-Türkiye ve Çıraklar-Türkiye dava-
larında verdiği İHAS md. 6’da düzenlenen adil yargılanma hakkının
75
ihlâli yönündeki kararlar üzerine önce 18 Haziran 1999 tarih ve 4388
sayılı Kanun ile DGM’lerde görev yapan askeri hâkimler işten el çekti-
rilerek, yerlerini sivil hâkimlere bırakmaları sağlanmıştır. Daha sonra
da, 7 Mayıs 2004 tarih ve 5170 sayılı Kanun ile DGM’ler Anayasa’dan
çıkarılarak (Any. md. 143), 1961 Anayasası döneminde Türkiye hukuk
hayatına giren DGM’lerin varlıklarına son verilmiştir
76
.
74
Kaboğlu, a.g.e., s. 84.
75
Adil yargılanma hakkını düzenleyen İHAS md. 6 şöyledir; “1. Her şahıs gerek
medeni hak ve vecibeleriyle ilgili nizalar gerek cezai sahada kendisine karşı
serdedilen bir isnadın esası hakkında karar verecek olan, kanuni, müstakil ve
tarafsız bir mahkeme tarafından davasının mâkul bir süre içinde hakkaniyete uy-
gun ve aleni surette dinlenmesini istemek hakkını haizdir. Hüküm aleni olarak
verilir, şu kadar ki demokratik bir toplulukta amme intizamının veya millî gü-
venliğin veya ahlâkın yararına veya küçüğün menfaati veya davaya taraf olanla-
rın korunması veya adaletin selâmetine zarar verebileceği bazı hususi hallerde,
mahkemece zaruri görülecek ölçüde, aleniyet dâvanın devamınca tamamen veya
kısmen Basın mensupları ve halk hakkında tahdid edilebilir. 2. Bir suç ile itham
edilen her şahıs suçluluğu kanunen sabit oluncaya kadar masum sayılır. 3. Her
sanık ezcümle: a) Şahsına tevcih edilen isnadın mahiyet ve sebebinden en kısa
bir zamanda, anladığı bir dille ve etraflı surette haberdar edilmek, b) Müdafaa-
sını hazırlamak için gerekli zamana ve kolaylıklara malik olmak, c) Kendi ken-
dini müdafaa etmek veya kendi seçeceği bir müdafii veya eğer bir müdafi tayin
için mali imkânlardan mahrum bulunuyor ve adaletin selâmeti gerektiriyorsa,
mahkeme tarafından tayin edilecek bir avukatın meccani yardımından istifade
etmek, d) İddia şahitlerini sorguya çekmek veya çektirmek, müdafaa şahitlerinin
de iddia şahitleriyle aynı şartlar altında davet edilmesini ve dinlenmesinin sağ-
lanmasını istemek, e) Duruşmada kullanılan dili anlamadığı veya konuşamadığı
takdirde bir tercümanın yardımından meccanen faydalanmak, haklarına sahip-
tir.” Kuzu, a.g.e., s. 890 ve 891.
76
İHAM, 9 Haziran 1998, Başvuru No: 22678/93, Karar Sıra No: 785 (İncal-Türkiye
Davası); İHAM, 28 Ekim 1998, Başvuru No: 19601, Karar Sıra No: 828 (Çıraklar-
Türkiye Davası). İHAM Çıraklar-Türkiye Davası’nda sonunda kısaca; “Başvu-
rucu İzmir Devlet Güvenlik Mahkemesi’ndeki üç yargıçtan birinin askeri yargıç
olması nedeniyle bağımsız ve tarafsız bir yargı yeri olmadığını ileri sürmüştür.
Mahkeme’ye göre bir yargı yerinin “bağımsız” olup olmadığını tespit edebilmek
için başka unsurlarla birlikte, mahkeme üyelerinin atanma tarzına ve görev süre-
lerine, dış Basımlara karşı teminatlarının bulunup bulunmadığına ve mahkeme-
nin bağımsız bir görünüm verip vermediğine bakılır. “Tarafsızlık” koşulu için ise,
iki tür ölçüt uygulanır: İlk olarak belirli bir davada bir hâkimin kişisel kanaatleri