Background Image
Previous Page  246 / 485 Next Page
Information
Show Menu
Previous Page 246 / 485 Next Page
Page Background

TBB Dergisi 2013 (109)

Uğur ERSOY

245

şart koşmak istemiş gibi bir sonuca varılmasına yol açacağından kana-

atimizce kabul edilebilir bir görüş değildir. Ayrıca, failin kastını kap-

saması zorunlu olan taksir kurumu ile failin kastını kapsaması zorunlu

olmayan objektif cezalandırılabilme şartlarını aynı kefeye koymak da

kanaatimizce doğru değildir.

Sonuç 6.

Haksızlık açısından önem arz eden objektif cezalandırı-

labilme şartlarının, kusur prensibine açık bir şekilde aykırı olmaları

gerçeği karşısında acaba izlenmesi gereken yol ne olmalıdır sorusu

anahtar bir rol oynamaktadır. Burada karşımıza iki seçenek çıkmak-

tadır: Ya kesin bir şekilde bunları

“geri dönüşü olmayan bir şekilde”

ku-

sur prensibine aykırı göreceğiz, ya da tabir caizse

“taşın altına elimizi

koyup”

söz konusu şartları, kusur prensibi ile uyumlu hale getirmenin

yollarını arayacağız. Pek tabidir ki, her iki seçenek de çeşitli sıkıntıları

bünyesinde barındırmaktadır. Kanaatimizce burada izlenmesi gere-

ken yol, haksızlık açısından önem arz eden objektif cezalandırılabilme

şartlarını kusur prensibiyle uyumlu hale getirebilmek için, suç genel

teorisinin ve özellikle de kusur prensibinin sınırlarını ve temel ilkeleri-

ni ihlal etmemek şartıyla

“yapıcı”

ve bazen biraz

“zorlayıcı”

yorumlarla

“kan uyuşmazlığı”

içerisinde olan bu iki kurumu

“barıştırma”

yoluna

gitmek olmalıdır. Elbette bunu yaparken hiçbir zaman, evrensel hu-

kukun genel yorum ilkelerini ve diğer prensiplerini ihlal etmemeliyiz.

Sonuç 7.

Haksızlık açısından önem arz eden objektif cezalandırıla-

bilme şartlarını kusur prensibiyle uyumlu hale getirebilmek için önü-

müzde bazı seçenekler bulunmaktadır. Bunlardan ilki, Alman dokt-

rininde

Hirsch

tarafından ileri sürülen ve netice sebebiyle ağırlaşmış

suçlardakine benzer bir

“kast-taksir kombinasyonunun”

uygulanması

halinde bu şartların kusur prensibiyle uyumlu hale getirilmiş olaca-

ğını savunan görüştür. Buna göre, failin meydana gelen objektif ce-

zalandırılabilme şartından dolayı sorumluluğu cihetine gidilebilmesi

için, söz konusu şartın gerçekleşmesi bakımından en azından

“taksi-

rinin”

varlığı aranacaktır. Ancak bu görüş, daha önce de ifade ettiği-

miz üzere kanaatimizce kabule şayan değildir. Zira, netice sebebiyle

ağırlaşmış suçlarla objektif cezalandırılabilme şartları arasındaki fark-

ları incelerken ifade ettiğimiz üzere, bu iki kurum birbirinden tama-

men farklıdır. Bu şartları kusur prensibiyle uyumlu hale getirebilmek

için savunulan ikinci görüş, yine Alman doktrininde özellikle

Roxin

ve

Geisler

tarafından savunulan ve haksızlık açısından önem arz eden