

Türk ve Alman Ceza Hukuku Sistemlerinde Kusur Prensibinin Kapsamı ve ...
244
Sonuç 5.
Çalışmamız sırasında da ayrıntılı olarak üzerinde dur-
duğumuz gibi, şayet bir husus, haksızlık açısından kurucu önemde
ise veya kusurla bağlantılı görülüyorsa o vakit kusur prensibinin ko-
ruması altına girmiş bulunmaktadır. Bunun doğal sonucu olarak da,
failin kastının söz konusu şartı kapsaması gerekmektedir. Bu konuyla
ilgili
Stree
’nin yerinde bir şekilde ifade etmiş olduğu şu tespitlerin al-
tına rahatlıkla imzamızı atabiliriz:
“Kusurun temeli, failin kınanabilirliği
üzerine inşa edilmiştir. Bunun sonucunda, failin gerçekleştirmiş olduğu bir
haksızlık, sadece failin kendi kusurunu kapsadığı kadarıyla faile bir yükümlü-
lük yüklemektedir.”
(Stree, JuS, s.466). Bu bağlamda, haksızlık açısından
önem arz eden objektif cezalandırılabilme şartlarının gerçekleşmesi
durumunda, failin kusurunun bunu kapsaması söz konusu olmayaca-
ğından, failin kınanabilmesi de mümkün olmayacaktır. Bu bağlamda,
haksızlık açısından önem arz eden objektif cezalandırılabilme şartları
bakımından, bunların objektif cezalandırılabilme şartı oldukları gerçe-
ği göz ardı edilemeyeceğinden, failin kastının bu şartları kapsaması-
nın zorunlu olmadığı hususu dikkate alındığında, haksızlık açısından
önem arz eden bu tür cezalandırılabilme şartlarının kusur prensibine
açık bir şekilde aykırılık oluşturduğunu rahatlıkla söyleyebiliriz. Buna
karşılık, haksızlık açısından önem arz etmeyen objektif cezalandırı-
labilme şartları haksızlık ve kusur alanının dışında bulunduğundan
dolayı, kusur prensibini ihlal etmiş olmayacaktır; zira kusur alanının
dışında olan bir kurumun bu prensibi ihlal edebilmesi mümkün de-
ğildir. Bununla birlikte, Alman doktrininde son zamanlarda
Roxin
’in
başını çektiği bazı yazarlar, haksızlık açısından önem arz eden objektif
cezalandırılabilme şartlarının kusur prensibiyle uyumlu hale getirile-
bilmesi için, failin, söz konusu şartın gerçekleşebileceğini en azından
öngörmüş olmasının aranmasını şart koşmaktadırlar. Başka bir ifadey-
le, objektif cezalandırılabilme şartının gerçekleşmesi dolayısıyla ceza-
landırılabilmenin söz konusu olması için failin bu şartın gerçekleşmesi
bakımından en azından taksirinin varlığı aranmalıdır
167
. Kanaatimizce
böyle bir görüş kabule şayan değildir. Zira, böyle bir kabul, kanun ko-
yucunun yerine geçip sanki kanun koyucu burada taksirin varlığını
167
İtalyan Anayasa Mahkemesi 1988 yılında verdiği bir kararla, objektif cezalandırıla-
bilme şartlarının da kanuni tipin kurucu unsurları olarak değerlendirilmesi ve do-
layısıyla en azından taksir esasına göre fiilin faile isnat edilmesi gerektiğine karar
vermiş bulunmaktadır, akt. Özen, Objektif Sorumluluk, s.231.