Background Image
Previous Page  243 / 485 Next Page
Information
Show Menu
Previous Page 243 / 485 Next Page
Page Background

Türk ve Alman Ceza Hukuku Sistemlerinde Kusur Prensibinin Kapsamı ve ...

242

III) SONUÇ

Çalışmamızda vardığımız sonuçları özetle şu şekilde sıralayabiliriz:

Sonuç 1.

Çalışmamız sırasında daha önce de ifade ettiğimiz üze-

re, kusur, kamusal cezanın varlığı için zorunlu bir şarttır, fakat yeterli

bir şart değildir! Kusur, her ne kadar cezalandırılabilirliğin zorunlu

şartı ise de yeterli şartı değildir! Kusur, ancak sosyal gerekçelerle hak-

lı görülmesi halinde bir cezalandırılabilmeye neden olmaktadır; aksi

durumda suç politikası mülahazalarıyla gereksiz olabilmektedir. Dev-

let ancak hukuk düzeninin korunması ve sürdürülmesi için zorunlu

olması ve kamusal düzenin korunması cezalandırılma olmaksızın

tehlikeye düşecek ise cezalandırma yoluna başvurmak zorundadır.

Ceza hukukunda geçerli olan

“kusursuz ceza olmaz”

ilkesi,

“cezasız ku-

sur olmaz”

şekline çevrilerek yorumlanamaz. Kanun koyucu, kusursuz

bir kimsenin cezalandırılacağına ilişkin bir kural koyamaz ise de, her

kusurlu kişiyi mutlaka cezalandırmak zorunda da değildir. Kusur ile

ilgili olarak benimsemiş olduğumuz sistemi özetleyen bu alıntıların,

bundan sonra yapacağımız açıklamalarda temel teşkil edeceğini ifade

etmek istiyoruz.

Sonuç 2.

Objektif cezalandırılabilme şartlarının varlığını reddet-

mek, kanaatimizce sorunu daha da içinden çıkılmaz bir hale getire-

cektir. Zira hiçbir şeyi inkar etmekle çözüme gidilemeyeceği hayat

tecrübeleriyle de sabit olan bir gerçektir. Ayrıca bu reddediş, aslında

kusur prensibinin temel argümanlarına da aykırılık oluşturabilecek ni-

teliktedir; çünkü böyle bir

“reddediş”

ile biraz sonra da açıklayacağımız

üzere, kusurla ilgili olmayan bir hususun kusur ilişkisine sokulabilme-

si veya maddi hukuk sahasından çıkartılıp şekli hukuk sahasına dahil

edilmesi riskini taşıyacak, tabir caizse

“kaş yapayım derken göz çıkarma”

söz konusu olabilecektir. Bu nedenle objektif cezalandırılabilme şartla-

rı,

“ceza hukukunun yaramaz ve asi çocuğu”

olarak kalmaya devam ede-

cek, ancak uslandırılması için gerekli çabalar gösterilecektir.

Sonuç 3.

Objektif cezalandırılabilme şartlarının varlığını kabul

ettikten sonra, bu şartların

“türlerini”

belirlememiz gerekmektedir.

Burada yeri gelmişken, bir hususu belirtmeden geçmek istemiyoruz:

Türk Hukuku’nda gerek konuyla ilgili yapılmış sınırlı sayıdaki mo-

nografik çalışmada gerekse ceza hukuku genel hükümler kitapların-

da, objektif cezalandırılabilme şartlarının

“bütün”

olarak ele alındığını