

TBB Dergisi 2013 (109)
Murat CEYHAN
477
Alman Ceza Usul Kanunu’nun 147. maddesinde “savunma” başlığı
altında yer alan bu uygulamalara yer vermemin sebebi ülkemizin sa-
vunmaya karşı duyduğu korkuya nazaran farklı uygulamaların da
olduğunu göstermektir. Almanya’da müdafiler delilleri ofislerine gö-
türdükten sonra kopyasını çıkartma, fotoğraf çekme imkanına sahip
iken
21
ülkemizde geçen yıllarda Terörle Mücadele Kanunu aracılığıyla
müdafinin CMK 153/3’te yer alan mutlak delillerden bile mahrum bı-
rakıldığı görülmekteydi. Bu bağlamda Terörle Mücadele Kanunu’nun
yürülükten kaldırılmış 10. maddesinin arkasındaki anlayışa kısaca
değinmek gerekecektir. Bu yılın Temmuz ayında yapılan değişiklikle
uygulamadan nihayet kalkan maddenin (d) bendi, ülkemiz nezdinde
çözmeye çalıştığımız “müdafi algısına” önemli bir boyut kazandıra-
caktır.
2) Terörle Mücadele Kanunu’nun 6352 Sayılı Kanun ile
Yürürlükten Kaldırılan 10. Maddesi’nin (d) Bendi
“Soruşturma ve Kovuşturma Usulü” başlıklı 10. maddede yapı-
lan değişiklikle beraber (d) bendinde yer alan özel kısıtlama hükmü
Temmuz ayı itibariyle yürürlükten kaldırılmıştır. Ancak yıllarca CMK
hükümlerini yok sayan TMK hükümleri sayesinde müdafiiler dosya-
daki ifade tutanaklarını ve bilirkişi raporlarını dahi inceleyememiştir.
Terör suçlarında özel olarak böyle bir hüküm getirilmesinin ardındaki
amaç sorgulandığında, savunma makamına karşı algının net bir şe-
kilde ortaya çıkması sağlanacaktır. Gerçekten de CMK 153/3’te hiçbir
zaman kısıtlanamayacak işlemler bu madde hükmü sayesinde hem
şüpheliden hem müdafiiden uygulamada yüzlerce savunmada mah-
rum bırakılmıştır. Aslında ne şüphelinin ifade tutanakları kendisine
sır niteliğindedir ne de tarafsız ve objektif bir bilirkişi raporu savun-
maya sır niteliğinde kalmalıdır. Burada korunan hukuki değeri anla-
mak mümkün değildir. Kocaoğlu’na göre amaç teröre karşı duyulan
antipati ile birlikte müdafilik kurumunu el altından yıpratmaktır. Zira
bu düzenlemenin ne kolluğa, ne savcıya, ne de kamu güvenliğine bir
faydası bulunmamaktadır. Var olan durum toplumsal savunma ma-
kamına karşı yasakoyucunun gizliden gizliye var olan güvensizliğini
dolaylı olarak ortaya koymasıdır
22
. Müdafilerin yıllar içinde toplu tu-
21
A.e., s. 1031.
22
Kocaoğlu, a.g.e., dn. 9, s. 172.