TBB Dergisi 111. Sayı

Başka Bir Aile Mümkün (feminist politika deneyimi)

524

sal cinsiyet tahakkümü ve hiyerarşisinin yeniden üretilmesine hizmet

etmektedir. İhtiyaçları belirlemek, konuşmak ve gerekçelendirerek bir

olumlu siyasete konu yapmak, yeni haklar edinmek için bir duruş ser-

gilemek önemlidir.

Çağımızda küreselleşmenin emeği karmaşık, farklılık gösteren bir

emektir.

Sistem, maddi olmayan emek hegemonyasına dayanır

XX.

yüzyılın son on yılında bilgi, enformasyon, iletişim, ilişkiler veya duy-

gusal ifade gibi maddi olmayan ürünler üreten emeğe ‘

maddi olma-

yan emek

’ denir

.Bu tür emek ikiye ayrılır. İlkinde asıl olarak ente-

lektüel ya da dilsel denebilecek problem çözme, sembolik ve analitik

görevler ve dilsel ifadeler gibi emek türleridir. Bunlar fikirler, sembol-

ler, kodlar, metinler, dilsel figürler, imajlar gibi ürünlerdir. İkincisinde

ise, duygulanımsal emektir. Zihinsel olgular olan duyuların tersine,

duygulanımlar hem bedene hem bedene hem zihne aittir. Duygula-

nımsal emek rahatlık, esenlik, tatmin, heyecan ya da tutku gibi hisleri

üreten ya da işleyen emektir. Bu güler yüzlü emek, ilişkilere yansır ve

toplumsal yaşamı üretir. Yani çokça kadın işidir.

Hard-Negri açıklamasını sürdürür

:(s 124-125):

‘Sosyalist feminist yazarlar bu duygulanımsal emeği anlatmak için

akrabalık işi, bakım emeği ve annelik işi gibi ifadeler kullandılar. Ev

içi emek şüphesiz temizlik ya da yemek pişirme gibi monoton maddi

görevler içerse de, ayni zamanda çocuklarda, aile ve cemaatte duy-

gulanım, ilişki, iletişim ve işbirliği biçimleri üretimini de içerir. Duy-

gulanımsal emek, toplumsal ilişkileri ve yaşam biçimlerini doğrudan

ürettiği için biyopolitik üretimdir. Kadınlar yine de tabi konumdadır.

Örneğin, hemşire ve hukuki asistan olarak çalışan kadınlar, hastalarla

ve müşterilerle ilişki kurma ve ofis içi yaşamı idare etmenin yanında

patronları olan erkek doktor ve avukatlara manevi alaka da göstermek

durumundadır. Dolaysıyla maddi olmayan emeğin hegomonyası, işle-

ri ne keyifli ne tatminkar hale getiriyor, ne de işyerindeki hiyerarşi ve

komutayı veya emek piyasasındaki kutuplaşmayı azaltıyor’.

Postmodern dönemde ‘cinselliğin çeşitlenmesi’ feministlerin gün-

Hard-Negri, Çokluk, s12.

Hard-NegriÇokluk, s124-125.