Background Image
Previous Page  184 / 413 Next Page
Information
Show Menu
Previous Page 184 / 413 Next Page
Page Background

TBB Dergisi 2014 (112)

Mahmut ŞEN

183

2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 27. maddesinde ya-

pılan yürütmenin durdurulması kararlarının kural olarak idarenin

savunması alındıktan veya savunma süresi geçtikten sonra verilebi-

leceği ve uygulanmakla etkisi tükenecek olan idari işlemlerin yürü-

tülmesinin savunma alındıktan sonra yeniden karar verilmek üzere,

idarenin savunması alınmaksızın da durdurulabileceği; dava dilekçe-

si ve eklerinden yürütmenin durdurulması isteminin yerinde olmadı-

ğının anlaşılması halinde davalı idarenin savunması alınmaksızın da

istemin reddedilebileceği yönündeki düzenlemelerin iptali istemiyle

yapılan başvuru üzerine Anayasa Mahkemesi, Anayasa’nın 142. mad-

desi uyarınca mahkemelerin kuruluşu, görev ve yetkileri, işleyişi ve

yargılama usullerinin belirlenmesinin kanun koyucunun takdirinde

olduğunu hatırlattıktan sonra, yürütmenin durdurulması ile ilgili

kuralların da diğer yargılama usulü kuralları gibi kanun koyucu ta-

rafından anayasadaki hükümlere aykırı olmamak şartıyla serbestçe

düzenlenebileceği, uygulanmakla etkisi tükenmeyecek idari işlemler

için yürütmenin durdurulması kararının savunma alınmadan verile-

meyeceği kuralının Anayasa’nın 125. maddesinde belirtilen koşulları

değiştiren veya bu koşullara aykırılık teşkil eden bir düzenleme niteli-

ğinde olmadığı, bu tür idari işlemlerin niteliği gereği, idarenin savun-

masının alınması nedeniyle meydana gelecek gecikmenin, kişilerin

telafisi güç veya imkansız zararlarla karşılaşması sonucunu doğurma-

yacağı, dolayısıyla kuralların hak arama özgürlüğünü sınırlayan bir

yönünün bulunmadığı, uygulanmakla etkisi tükenecek idari işlemler

yönünden, idarenin savunması alınmaksızın yürütmenin durdurul-

ması kararının verilebilmesine imkan tanınmak suretiyle bu tür idari

işlemler yönünden telafisi güç veya imkansız zararların doğması ihti-

malinin bertaraf edildiğini belirtmek suretiyle düzenlemenin iptaline

ilişkin başvurunun reddine karar vermiştir.

Anayasa Mahkemesi’nin bu kararının AİHM ile Avrupa Adalet

Divanı’nın geçici hukuki koruma tedbirleri konusundaki yaklaşımın-

dan farklı olduğu görülmektedir. Geçici koruma tedbirlerinin öngö-

rülmesinin sebebi, yargısal süreçlerde meydana gelecek gecikmeler

nedeniyle temel haklara olan haksız müdahalenin tespit edildiği anda

durdurulmasıdır. Bazı işlemlerin (özellikle yokluk ile malul, yetki un-