Background Image
Previous Page  185 / 413 Next Page
Information
Show Menu
Previous Page 185 / 413 Next Page
Page Background

İdare Hukukunda Yürütmenin Durdurulması Kurumunun Evrensel Normlara Uyumu

184

suru açısından hukuka aykırı işlemler) hukuka aykırı olduğu dava

dilekçesi üzerine yapılacak yüzeysel bir inceleme üzerine tespit edi-

lebilmektedir. Hukuka aykırı olduğu tespit edilen bir idari işlemin,

idarenin savunması alınıncaya kadar hukuk aleminde varlığını sür-

dürmesine ve kişi hakkında hukuki sonuçlar doğurmasına izin ver-

menin hukukun üstünlüğü ilkesi ile bağdaşır bir yanının olduğunu

söylemek zordur. Buna ek olarak, kanun koyucu ve anayasa mahke-

mesinin ‘telafisi güç veya imkansız zarar’ nitelendirmesinin bahsi

geçen gerekçe dikkate alındığında, sadece parasal ve maddi zarar-

lar için düşünüldüğü ortadadır. Bahsi geçen değerlendirme dikkate

alındığında, manevi zararların, kişinin ismine, haysiyet ve onuruna

yönelen müdahalelerin idarenin savunma alınmadan durdurulması

imkanı bulunmamaktadır.

SONUÇ

Yürütmenin durdurulmasına benzer geçici hukuki koruma ted-

birlerinin şartları ve kapsamını belirlemek yasama organının takdi-

rindedir. Bununla birlikte, yürütmenin durdurulmasının şartları be-

lirlenirken kanun koyucu tarafından evrensel ilke ve kuralların da

dikkate alınması, Anayasa’nın 90. maddesi hükmünün bir gereğidir.

46

2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 27. maddesinde yer

verilen yürütmenin durdurulmasına ilişkin düzenlemelerin, evrensel

ilke ve normlarla uyumlu olduğundan bahsetmek zordur. Yürütme-

nin durdurulması kararı verilebilmesi için aranan, idari işlemin açıkça

hukuka aykırı olması ve uygulanması halinde telafisi güç veya im-

kansız zararlara neden olacak nitelikte bulunması şartlarının birlikte

gerçekleşmesi koşulu pek çok davada yürütmenin durdurulması ka-

rarı verilmesini zorlaştırmakta ve bu durum etkili yargısal koruma

ilkesine aykırı olduğundan bahisle eleştirilmektedir. Zira, uyuşmazlı-

ğın çıkarıldığı anda mahkemece re’sen araştırma ilkesinin gereği olan

46

Anayasa’nın 90. maddesinde; ‘’Usulüne göre yürürlüğe konulmuş Milletlerarası

andlaşmalar kanun hükmündedir. Bunlar hakkında Anayasaya aykırılık iddiası ile

Anayasa Mahkemesine başvurulamaz. Usulüne göre yürürlüğe konulmuş temel

hak ve özgürlüklere ilişkin milletlerarası andlaşmalarla kanunların aynı konuda

farklı hükümler içermesi nedeniyle çıkabilecek uyuşmazlıklarda milletlerarası

andlaşma hükümleri esas alınır.’’ Hükmü bulunmaktadır.