Background Image
Previous Page  293 / 413 Next Page
Information
Show Menu
Previous Page 293 / 413 Next Page
Page Background

Anayasa Mahkemesinin Eylemli İçtüzük Kuralına İlişkin İçtihat Değişikliğinin Gerekçesi Üzerine

292

1961 Anayasası döneminde AYM bu gerekçelerle yola çıkarak ve

1961 Anayasası öncesi döneme bir tepki olarak, Anayasa’da şekil ba-

kımından denetim terimi yer almamasına rağmen, önüne gelen her

olayda hem şekil yönünden hem de esas yönünden denetim yapmış-

tır. AYM’nin bu uygulamasının, şekil kurallarının Anayasaya uygun

yürütülmesi konusunda tam bir güvence sağladığı söylenebilir. 1971

yılında Anayasa’da yapılan değişiklikle, ilk defa şekil yönünden dene-

tim Anayasa’ya girmiştir. Bu değişiklik, sözkonusu dönemde kanun-

ların şekil bakımından denetiminde herhangi bir sınırlayıcı etki gös-

termemiş ve AYM sözkonusu yorumunu 1980 askeri darbesine kadar

sürdürmüştür.

1982 Anayasası, kanunların AYM tarafından anayasaya uygun-

luk denetimini şekil ve esas bakımından olmak üzere ikiye ayırmış-

tır. Şekil bakımından denetimi, esas bakımından denetime göre hem

süre, hem başvurma yetkisine sahip olanlar ve hem de içerik açısından

önemli sınırlamalara tabi tutmuştur. Soysal bu ayrımı haklı olarak

eleştirmektedir:

...biçim bakımından iptali yalnızca ‘’son oylamanın öngörülen

çoğunlukla yapılıp yapılmadığı’’ nedenine dayandırmak, çok daha

önemli başka biçim noksanlıklarını gözardı etmek demektir. Danış-

ma Meclisinin ve Milli Güvenlik Konseyinin dayandıkları gerekçe

şu: ‘’son oylama genel kurul tarafından yapılır. Daha önce vücut bu-

lan şekil bozukluklarını genel kurulun bildiği veya bilmesi gerektiği

varsayılır. Çünkü onun kararı, yapılan bir incelemeye, tartışmaya ve

açıklamaya dayanır. Genel Kurulun oylama yapıp kanunu kabul et-

mesi, şekil bozukluğunu o kanunu kabul etmemek için yeterli neden

saymadığı yolunda bir irade tecellisidir. En büyük organ Genel Kurul-

dur. Onun iradesi hilafına bir sonuç çıkarmak hukukun ana esaslarına

aykırı düşer.

53

Soysal bu mantığın sadece biçim denetimini değil, her türlü dene-

timi gereksiz saymak anlamına geleceğini;

‘’En büyük Genel Kurul başka

büyük yok’’

sözüyle varılmayacak sonuç olmayacağını belirtmektedir

54

.

Gerçekten de bu anlayış anayasa yargısının denetimini tümüyle an-

lamsızlaştırmaktadır. Eğer Genel Kurulun iradesi şekil bozukluğunu

53

Soysal, 1986, s. 379

54

Soysal, 1986, s. 379