Background Image
Previous Page  349 / 413 Next Page
Information
Show Menu
Previous Page 349 / 413 Next Page
Page Background

Yeşilçam’dan Popüler Hukuk Kültürüne Mesajlar

348

üstlendikleri görevlerle ön plana çıkmış insanların, yargı kararı ile sa-

bitleşen haklılıkları eleştirilmekte karar üzerinde şüphe uyandırıcı ya-

yınlar yapılabilmektedir. Çünkü zenginin-güçlünün haksız olmasının

normal olduğu, haklı çıkmasının anormal olduğu algısı yaratılmıştır.

4.2.Yeşilçam Yargısında Cinsler Arası Eşitsizlik

İncelenen filmlerde kadın, geleneksel değerler içinde görülmek is-

tenen yerde seyirciye sunulmuştur. O, erkeğin(in) namusu, fedakâr eş

ve fedakâr annedir. Bu sıfatlarla, bu değerleri korumak için suç işleye-

bilir ve bu meşru kabul edilir:

“Kadınlar tarih boyunca erkeklerin birbirleriyle mücadelelerinin aracı ve

alanı olmuştur. Namus, bir erkeğin kadınla ilişkisini düzenleyen bir unsur ol-

maktan ziyade bir erkeğin diğer bir erkekle ilişkisini düzenleyen bir unsurdur.

Zira kadın, erkeğin rakibi ya da muhatabı olarak görülmez. Erkeğin rakibi an-

cak bir başka erkek olabilir ve bu mücadelede namus, meta olan kadının sıfatı-

dır. Bir başka erkek tarafından sahip olunup olunmadığının ifadesidir.”

26

Görüldüğü üzere, kadının erkekler arasındaki iletişimde “namus

sorunu” haline getirilip meta olarak kullanılması, ataerkil Türk top-

lumunun belirgin bir özelliğidir ve bu özellik, filmlere de yansımıştır.

İncelenen filmlerde kadın ya erkeğin namusu olarak uğrunda cinayet

bile işlenebilecek meta ya da bu yüklenimi sorgulamaksızın kabul

eden (ve bu kabulle namuslu addedilen) kadının, erkeğinin namusu-

na, onuruna, şerefine gölge düşürmemek için suç işlemesinin haklı ve

meşru olduğu düşüncesi seyirciye iletilmek istenmiştir.

Yukarıdaki filmlerde anlatılan tüm kadın karakterler, edilgen

özelliğe sahiptir. Hep susar, kendini haklı çıkarmak için çabalamaz.

Başkası için suç işler. Sanki beyaz atlı prensini bekleyen genç kız misa-

li birisinin kendisi için bir şeyler yaparak haklılığını ortaya çıkarması-

nı sabırla bekler gibidir.

İzlenen filmlerde kadın hâkim, kadın savcı karakterleri yoktur. Bu

meslekler kadına yakıştırılmaz. Yirmiye yakın avukat karakter içinde

yalnızca Avare (1964) filminde sanığın çocukluk aşkı olan Selma aynı

zamanda avukattır. O da işine aşkını karıştırmakla itham edilir. Erkek

26

Dönmez, İ.H. (2009). Cumhuriyet İmkânsız Aşka Karşı. [Yayınlanmamış Bildiri],

Gazi Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Genç Bilim Adamları Sempozyumu,

Ankara.