

TBB Dergisi 2014 (112)
Emine BALCI
347
4.ADALET
4.1.Haklı-Güçlü Çatışması
1960-1975 dönemi Yeşilçam melodramlarında genellikle köylü-
kentli veya köylü-ağa çatışmasına rastlanılmaz. Bu döneme gelinceye
kadar kırdan kente göçün artmasıyla kent nüfusun kır nüfusundan
fazla hale gelmesi, film senaryolarında da şehir yaşamının popülerleş-
tirilmesine ve kent yaşamını anlatan film yapımlarına ağırlık verilme-
sine neden olur. Kentli karakterler arasında geçen uyuşmazlıklara yer
verilir. Fakir-zengin çatışması işlenir. İncelenen filmlerde mahkemede
hak arayan zengin veya toplumdaki konumu itibariyle güçlü kişiye hiç
rastlanılmaz. Onlar şayet haklılarsa haklarını mahkeme dışı yollarla
alırlar. Şayet mahkemeye gitmişlerse kesin haksızdırlar ve yargılama
makamını kötülüklerine alet etmek istemektedirler.
Filmin sonunda hukuk mücadelesini kazanan hep fakir olur. Zen-
gin kazanmışsa geleneksel yaşantı süren bir zengindir ve kimseye kö-
tülüğü dokunmamıştır. İzlenen filmlerin yapıldıkları dönemin yaygın
siyasal algılamasına uygun şekilde, fakat her zaman gerçek olması
mümkün değilken, fakir ve/veya cahil kişinin zenginle hukuk mü-
cadelesine girişmesi durumunda her daim fakir/cahil olandan yana
tavır alınması, haklılık kavramına başka bir anlam daha yüklemek-
tedir. Bu anlam esasında Yeşilçam melodramlarında zenginliğin meş-
ruluğunu sorgular. Bu şekilde oluşturulan popüler hukuk kültürü-
nün, adalet kavramına yüklenen anlam açısından tehlike barındırdığı
söylenebilir. Zira haklı olmakla güçlü-zengin veya fakir olmak farklı
kavramlardır. Güçlü her zaman haksız, haklı her zaman fakir olamaz.
Tersten bir bakış açısıyla melodram filmlerinin istisnaları gösterdiği
varsayılırsa bu filmlerde zengin-güçlünün hep haksız çıkması gerçek
yaşamda hep haklı çıktıkları şeklinde de yorumlanabilir. Bu da popü-
ler hukuk kültürüne yargı hep zenginin-güçlünün yanındadır mesa-
jını iletir. Zira zengin-güçlü kişiler çok sayıda ve bilgili, daha eğitimli
avukatları tutabilmekte, en kaliteli hukuk hizmetini satın alabilmek-
tedirler. Bu vurguya birçok filmin mahkeme dışı diyaloglarında rast-
lanır. Örneğin Katilin Kızı filminde fabrikatör Hulusi Bey torununun
velayetini alabilmek için en iyi avukatları tutmuştur. Böylece oluştu-
rulan algı günümüzde zaman zaman medyaya yansıyan, toplumda
zenginliğiyle, sanatıyla, yeteneğiyle, ilmiyle, devlet memuriyetinde