Background Image
Previous Page  359 / 413 Next Page
Information
Show Menu
Previous Page 359 / 413 Next Page
Page Background

İngiliz Mahkemelerince Şirket Tüzel Kişiliği Perdesinin Kaldırılması

358

edilmiştir. Şirket bir süre sonra tasfiye sürecine girmiş ve bu süreç-

te tasfiye memuru,

AS

’nin şirket tüzel kişiliğine yönelik tesis edilen

rehnin geçersiz olduğunu, zira işletmenin devrine ilişkin sözleşmenin

hileli olduğunu iddia etmiştir. Bunun üzerine

AS

, alacağının teminat

altına alındığını ileri sürerek, şirketten bunun tazminini talep etmiş-

tir. Her ne kadar İngiliz Şirketler Kanunu 1862’ye

(Companies Act 1862)

göre yapılan yargılama sonucunda ilk derece ve temyiz mahkemesi

bu talebi reddetmiş ise de, Lordlar Kamarası limited şirketin ayrı bir

tüzel kişiliği olduğuna,

AS

adına hareket etmediğine,

AS

’nin karısı ve

çocuklarının şirkette aktif rol oynamamalarının bu durumu değiş-

tirmeyeceğine, şirketin

AS

’nin değil,

AS

’nin şirketin temsilcisi olarak

görevlendirildiğine, dolayısıyla, alacağı güvence altına alınan

AS

’ye,

diğer alacaklılardan önce ödeme yapılması gerektiğine hükmederek,

İngiliz hukukunda şirketlerin pay sahiplerinden bağımsız tüzel kişili-

ğe sahip olduğu ilkesinin temellerini atmıştır.

Doktrinde

Salomon

davasına yönelik olarak

Griffin

, bu dava ile

yeni bir şirket kurulması ile pay sahiplerinin perdenin kaldırılması

suretiyle sorumlu tutulup tutulamayacağı ilişkisinin ortaya koyul-

duğunu ifade etmektedir.

8

Kanımızca bu karardan iki önemli sonuç

çıkarılabilir: Bunlardan birincisi, şirketin ticari faaliyeti çerçevesinde

borç altına girerken işlemi kendi nam ve hesabına gerçekleştirdiğidir.

Bu nedenle de, söz konusu işlemlerden dolayı şirketin kendisi sorum-

ludur. İkincisi ise, şirket borçlarından dolayı pay sahiplerinin sınırlı

sorumluluğudur.

9

sabit malvarlığı rehni (fixed charge), ikincisi ise somut olayda olduğu gibi, belli

bir mala yönelik olmayıp, belli tür malvarlığı grupları üzerinde tesis edilen değiş-

ken malvarlığı rehnidir (floating charge). Bununla birlikte, İŞK’nın (CA 2006) 738.

maddesinde de belirtildiği üzere, şirket alacakları için şirket malvarlığı üzerinde

bir rehin tesis edilmesi mecburi olmayıp, değişken malvarlığı rehinlerinin 860.

maddenin 7. fıkrası uyarınca tescil edilmesi gerekmektedir. Her iki rehin türü ve

arasındaki farklar için bkz. Hannigan, s. 537 vd.

8

Griffin S.: Company Law Fundemental Principles, 3rd edn, London 2000, s. 15.

9

Aslında Salomon davasında, Temyiz Mahkemesi ile Lordlar Kamarası kararla-

rının gerekçesi arasında derin bir fark bulunmaktadır. Gerçekten İŞK 1862 (CA

1862), Lordlar Kamarası tarafından lafzi bir şekilde yorumlanmıştır. Zira, Lordlar

Kamarasına göre, şirketler, tüzel kişi olarak kanunla kurulmalarına izin verilmiş

kişilerdir ve İŞK 1862, şirketleri bağımsız bir tüzel kişilik olarak sınırlı sorumluluk

çerçevesinde düzenlemiştir. Hakimin görevi, bu açık düzenlemelerin ötesine

geçerek kanuni sınırlamaları zorlamak suretiyle çare üretmek değildir. Buna

karşılık Temyiz Mahkemesi, olaya etik boyutuyla yaklaşmış ve İŞK 1862’deki

düzenlemelerin amaçsal yönüyle ele alınması gerektiğini ileri sürmüştür. Bu