Background Image
Previous Page  381 / 413 Next Page
Information
Show Menu
Previous Page 381 / 413 Next Page
Page Background

Türkiye Cezaevlerinde Bulunan Hasta Mahpusların Durumunun Uluslararası ...

380

ile esasen amaçlanan durum, devlet otoritesinin şahsında somutlaştığı

kişi veya kuruluşların görev ve yetki alanlarının kanuni yollarla kriter-

lere tabi tutulmasıdır. Bu yolla demokratik uygarlık seviyesi ile çelişen

keyfi devlet uygulamalarının bertaraf edilmesi amaçlanmaktadır. Hasta

mahpuslara ilişkin “toplumsal güvenliği tehdit etmeme” değerlendirme-

sinin kanuni kriterlerden yoksun bir biçimde doğrudan Başsavcılıklara

bırakılması ise hukuk devleti ilkesi ile açıkça çelişir niteliktedir.

13

Hasta mahpuslara ilişkin ceza infazının ertelenmesi yolu, her ne

kadar kanunen belirlenmiş olsa da, yukarıda sunduğumuz eleştiriler

çerçevesinde; bireylerin partileri, partilerin yasamayı yönettiği; yasa-

manın yürütmeyi, yasama ve yürütmenin ise yargı organını şekillen-

dirdiği yönetsel bir organizasyonda; iktidar tarafından üzerine kilit

vurulabilecek bir konumdadır. Zira uygulamada da Adli Tıp Kurumu

ve Başsavcılıklara tanınan, objektif kriterlere bağlı olmayan yetki alanı

mahpuslar için pasif ve sürece yayılmış bir ölüm infazı şekline dönüş-

müştür. Sadece 21.05.2013-04.09.2013 tarihleri arasında on dört kişinin

Adli Tıp Kurumunda rapor onayı beklerken vefat etmesi mevcut kanu-

ni yolun etkinliğini ortaya koymaktadır.

14

Ölüm infazına dönüşen Adli Tıp Kurumu ve Başsavcılık uygu-

lamaları Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi

15

kararlarında da sürekli

eleştiriye tabi tutulmaktadır. Örneğin AİHM’in Türkiye aleyhine ver-

miş olduğu

Gülay Çetin ve Türkiye

kararında Adli Tıp Kurumu’nun ve

savcılıkların yavaş temposunun kaynağı olan çalışma yöntemleri,

ge-

13

5 Eylül 2013’te Gaziantep H Tipi Cezaevi’nde “yasadışı örgüt üyesi olduğu”

iddiasıyla aldığı müebbet hapis cezası nedeniyle tutulan ve 21 yıldır cezaevin-

de bulunan felçli kanser hastası Ramazan Özalp’in Adli Tıp Kurumu’na yaptı-

ğı başvuruya “cezaevinde kalamaz” raporu verilmiştir. Ancak İstanbul Emniyet

Müdürlüğü ile İdil Jandarma Komutanlığı’nın Başsavcılığa bildirdiği “Tahliye

Edilmesi Halinde Siyasi Propaganda Aracı Olarak Kullanılabilir” şeklinde görüş

nedeniyle tahliye talebi reddedilmiştir. İlgili karar cümlesindeki “kullanılabilir”

kelimesi bir ihtimali işaret etmektedir ki bu tarz bir kavramın kullanılması, yasal

düzenlemenin sübjektif bir insiyatif alanı barındırdığının somuta yansımış güzel

bir izdüşümüdür. İnsan Hakları Derneği, 2013 Yılı Türkiye İnsan Hakları İhlalleri

Raporu, s.400. İlgili rapora ulaşmak için bkz.

http://www.ihd.org.tr/images/2014/hd_hlal%20raporu_.pdf

(19.03.2014)

14

TBMM üyesi Özgür Özel’in yazılı soru önergesini yanıtlayan dönemin Adalet

Bakanı Sadullah Ergin’in cevabında sunduğu verilerdir. İlgili soru önergesi ve

cevabına ulaşmak için bkz.

http://www.tbmm.gov.tr/develop/owa/yazili_soz-

lu_soru_sd.onerge_bilgileri?kanunlar_sira_no=125058 (25.12.2013)

15

Metin içerisinde AİHM olarak kısaltılacaktır.