Background Image
Previous Page  68 / 413 Next Page
Information
Show Menu
Previous Page 68 / 413 Next Page
Page Background

TBB Dergisi 2014 (112)

Hüseyin Can AKSOY

67

haber nedeniyle kişilik hakkı ihlal edilen kişinin menfaati ile karşı-

laştırıldığında, haberi yapan basın kuruluşunun korunmaya değer bir

menfaati bulunduğunu ileri sürmek güçtür.

40

Olsa olsa ilgili basın ku-

ruluşu yanlış haber yaptığının anlaşılması nedeniyle toplum nezdinde

itibar kaybı yaşar.

41

Ancak basın kuruluşunun itibarının korunması

için habere konu kişinin kişilik hakkının feda edilmesi düşünülemez.

Kaldı ki hem kişilik hakkı ihlâl edilen kimsenin hem de kamunun

yararı tekzibin yapılması gereğini ortaya koymaktadır. Daha önce de

belirttiğimiz üzere, basın özgürlüğünün kabulünün altında basın faa-

liyetinin kamuyu aydınlatma işlevi yatar. Yani basın özgürlüğünün bu

denli korunmasının nedeni bu özgürlüğün tanınmasında kamu yara-

rı bulunmasıdır. Tekzip kurumu basının gelişen etkinliği karşısında

birey ve kuruluşların sahip olduğu bir savunma aracı olup bir denge

öğesi niteliğindedir. Cevap ve düzeltme hakkının kullanılabilmesi,

toplumun doğru bilgilendirilmesi bakımından önemlidir.

42

Bu çerçe-

vede tekzip, yapılmış bir haberin gerçek dışı olduğunu ve maddi ger-

çeğin ne olduğunu kamuya bildirme işlevine sahip olduğundan bizzat

kamunun yararınadır.

43

Yani bu halde kamu yararı bizzat tekzibin ya-

pılması ile sağlanmaktadır.

40

Hukukumuzda cevap hakkını kullanmak isteyen kimse yayının gerçeğe aykırı-

lığını kanıtlamak zorundadır. Türk hukukundaki düzenlemenin aksine, kimi ül-

kelerin basın kanunlarında habere konu edilen kişinin cevap hakkı kullanması

maddi gerçeğin araştırılmasına bağlı tutulmamaktadır. Daha açık bir ifadeyle, il-

gili kişinin haberi gerçeğe aykırı görmesi cevap hakkının doğması için yeterlidir.

İçel/Ünver, s. 199. Benzer görüşte olan İçel’e göre, gerçeğe aykırılık unsurunun

gerçekleşip gerçekleşmediğini inceleyen hakimin ilgilinin beyan ve gerekçelerine

üstünlük tanıması ve bu konuda derinlemesine araştırmalara girişmemesi uygun

olacaktır. İçel, s. 724. Buna karşılık cevap ve düzeltme hakkının sınırsız bir hak

olmadığı da gerçektir. Zira Basın Kanunu, cevap ve düzeltme hakkını ancak belir-

li durumlarda tanımaktadır. Bu hal doğrudan basın özgürlüğünü korumaktadır.

Örneğin, Basın Kanunu bir dönem kişilerin “menfaatini bozan” haberlerin tekzip

edilebileceğini ve bu husustaki taleplerin Cumhuriyet savcıları tarafından kara-

ra bağlanacağını düzenlemekteydi. Salihpaşaoğlu’na göre, söz konusu dönemde

Basın Kanunu’nda yer alan ifadenin genişliğinden de yararlanan siyasal iktidar

hoşnutsuz olduğu her türlü haberi tekzip ettirmiş ve bir dönem basın işlevini ya-

pamaz hale gelmiştir. Bkz. Salihpaşaoğlu, s. 100. Bu konuda ayrıca bkz. Çankaya/

Batur Yamaner, s. 150; Özek, s. 94.

41

Cevap ve düzeltme metinlerinin sık sık yayınlanması, söz konusu basın kurulu-

şunun tirajını etkileyebilmekte ve ilgili gazetecinin kurum içerisindeki yerini sar-

sabilmektedir. Tikveş, s. 84.

42

Salihpaşaoğlu, s. 99.

43

İçel/Ünver, s. 195; Çiftçi, Radyo ve Televizyon, s. 894. Zira gerçeğe aykırı yayınlar

kamunun yararına da aykırıdır. Çolak, s. 175.