

Karşı Vekalet Ücretlerinde Katma Değer Vergisi Meselesi
278
Karşı vekalet ücretlerinin bir mal teslimi veya hizmet ifasının kar-
şılığı olmadığı açıktır. KDV açısından mal teslimi ve hizmet ifası halle-
rinde vergiyi doğuran olay malın teslimi veya hizmetin yapılmasıdır
4
.
Katma Değer Vergisi Kanunu’nda karşı vekalet ücretleri açıkça vergi
mevzuuna girmemektedir. 3065 sayılı KatmaDeğer Vergisi Kanunu’nun
1. maddesinde serbest meslek faaliyeti çerçevesinde yapılan hizmetler
Katma Değer Vergisi Kanunu kapsamına alınmış 4. maddede ise ka-
nun kapsamındaki hizmet: bir şeyi yapmak, işlemek, meydana getir-
mek, imal etmek, onarmak, temizlemek, muhafaza etmek, hazırlamak,
değerlendirmek, kiralamak, bir şeyi yapmamayı taahhüt etmek gibi,
şekillerde gerçekleşen durumlar olarak açıklanmıştır. İlama dayalı ola-
rak tazminat
5
niteliğinde alınan karşı vekâlet ücretinin Katma Değer
Vergisi Kanunu kapsamında hizmet olmadığı konusunda zaten bir du-
raksama da yoktur. Ancak, bu durum aleyhine yapılan uygulamalar
1985 tarihli 15 Seri Nolu Katma Değer Vergisi Genel Tebliği’ndeki karşı
vekalet ücretlerine dair açıklamanın mevcut durumu karşılamayacağı
yönünde olan çekinceler de yeni tebliğ ile artık ortadan kalkmıştır.
4
Mualla Öncel, Ahmet Kumrulu, Nami Çağan, Vergi Hukuku , 21. Basım, Turhan
Kitabevi, Ankara 2012, s.407
5
Katma değer vergisi açısından karşı vekalet ücretlerinin niteliği önemlidir. Zira
bu nitelendirme vergiyi doğuran olayın varlığının değerlendirilmesi açısından
önemlidir. HMK 323 maddesinde yargılama giderlerine yer verilmiş ve mahke-
mece hükmolunacak vekalet ücretleri yargılama gideri olarak kabul edilmiştir.
Bu düzenleme HMUK’un 415. maddesinde de yer almıştır. Yargılama giderlerini
bilfiil yapılan giderler ile yargı hizmeti karşılığında alınan harçlardan oluştuğunu
görmekteyiz. HMK 326. maddesi gereğince prensip olarak
yargılama giderleri,
aleyhine hüküm verilen taraftan alınacaktır. Yaptığı giderleri kendi üzerinde
kalacak aleyhine hüküm verilen taraf karşı tarafın yargılama sırasında yap-
tığı giderleri ödeyecektir. HMK 330. maddesinde ise v
ekil ile takip edilen da-
valarda mahkemece, kanuna göre takdir olunacak vekalet ücretinin, taraf lehine
hükmedileceği açıklanmıştır. Kişilerin haklarını zorla kendilerinin almaları kural
olarak yasaktır, hakkı çiğnen veya verilmeyen kişi, yargılama gücüne sahip olan
devlete başvurarak onun eliyle hakkını alır. Ancak kişi, devlete başvurduğunda
yargılama harç ve gideri altında belli bir harcama yapmakla karşı karşıya bırakıl-
maktadır (Ejder YILMAZ, “Yargılama Giderlerinin İşlevi ve Sosyal Hukuk Dev-
leti”,
Ankara Barosu Dergisi,
S.1984/2 s.201, s.200-224). Kişi, kendiliğinden hakkını
teslim etmeyen kişiye karşı devletin desteğini isterken, zorunlu bir gider ile karşı
karşıya kalmaktadır. Diğer taraftan gerçekte talep edebileceği bir hakkı olmadığı
halde dava açarak yargılama gideri yapılmasına da neden olunabilecektir. TBK
49. maddesi gereğince
Kusurlu ve hukuka aykırı bir fiille başkasına zarar ve-
ren, bu zararı gidermekle yükümlüdür. Yargılama giderlerinin aleyhine hü-
küm verilen diğer bir ifade ile haksız çıkan tarafa yüklenmesi, diğer tarafın
yaptığı giderlerin giderimi diğer bir ifade ile tazminidir. Karşı vekalet ücretini
de tazminat niteliğinde kabul etmek gerekir.