Background Image
Previous Page  380 / 497 Next Page
Information
Show Menu
Previous Page 380 / 497 Next Page
Page Background

TBB Dergisi 2014 (114)

Saim ÜYE

379

işçilerin gündelik dil pratiklerinde saptayabiliriz. Eğer bu doğru ise,

gündelik dile müracaat edişimiz bizi, işçiler için cebri güç ile hukuk

düzeni arasında bir fark bulunmadığını söylemeye itmekten başka bir

şey yapamaz. Dahası, işçiler madende çalışırken veya banka kredileri-

ni öderken hukukun bunu gerektirdiğini söylüyor olsalar bile, banka

sahibi ile işçinin aynı “hukuk” terimini kullanmaları, işçinin zorlan-

mamış olduğu anlamına gelmez. Benzer biçimde, bir iş sözleşmesi-

nin her iki tarafı da sözleşme teriminde aynı anlamı bulmaz. Bunları

ortak kullanım diye genelleştirmek, ancak bazı çarpıtmalar pahasına

mümkün olabilir. Yine, otoriter bir rejim altında yaşayan biri için, ister

sıradan vatandaş ister resmi görevli olsun, “hukuki yükümlülük” teri-

mi, pekala Austin’in “emir” teorisine yakın anlamda kullanılabilir. O

halde, cebri güç ile hukukun aynı şeyler olmadığını söylemek, önceden

yapılmış ve kabul edilmiş bir tanımın varlığını gerektirir. Bu da ortak

kullanımı görmezden gelmek üzere dil-dışı bir ölçütü baştan kabul

etmiş olmak anlamına gelir.

Yazının giriş paragrafında, Hart’ın gündelik dil felsefesine ve be-

timleyici sosyolojiye atfına değinmiştik. Bir analitik hukuk felsefecisi

olan Hart’ın bu atfını, esasında analitik felsefe ile hukuk sosyolojisi-

nin disiplinler arası bir etkileşim içinde olduklarının bir işareti olarak

değerlendirebiliriz. MacCormick de, betimleyicilik iddiasındaki ta-

nımlara itiraz ederken, dil felsefesinde bir konum edinmenin zorun-

luluğuna değinir.

46

Mesele bu konumun ne olacağına dair ahlâki ve

politik tercihtir, yani MacCormick’in ifadesiyle hangi tarafta duracağı-

nız meselesidir.

47

Sonuç olarak, gündelik dil pratiğini veri kabul eden

dil felsefesindeki muhafazakâr eğilimin, ondan beslenen (kavramsal)

hukuk teorisine de yansıdığı söylenebilir. Bilindiği üzere Hart ahlâkın

hukuken dayatılmasına karşıdır ve bu anlamda eleştireldir; ancak bu-

rada kavramsal bir hukuk teorisinin de pekâlâ muhafazakâr olabilece-

ğinden söz ediyoruz. Elbette bu, gündelik dilin eleştirel incelenmesi-

nin mümkün olmadığı ve dolayısıyla eleştirel bir hukuk teorisinin bu

incelemeden yararlanamayacağı anlamına gelmez.

46

Neil MacCormick, “Challenging Sociological Definitions”, British Journal of Law

and Society, 4, 1977, s. 91.

47

MacCormick, s. 90.