Background Image
Previous Page  376 / 497 Next Page
Information
Show Menu
Previous Page 376 / 497 Next Page
Page Background

TBB Dergisi 2014 (114)

Saim ÜYE

375

edemeyiz. Ancak bu, mantık aracılığıyla gündelik pratikten kaçmak

anlamına gelir. Pratikte, resmi kişilerin hukuk kurallarına yönelik,

Hart’ın ileri sürdüğü anlamda içsel bakışa sahip oluşları, zorunlu ol-

maktan ziyade olumsaldır. Anahtar konumdaki resmi görevlilerin ta-

nıma kuralını bu anlamda kabullenmemelerinin doğurduğu, yukarda

değindiğimiz sorunu bir yana bıraksak bile, istikrarlı olmakla birlikte

yolsuzluklarla dolu biçimde işleyen, yani resmi kişilerin azımsanma-

yacak bir bölümünün içsel bakışlarının kurallara “sadece kendisi için”

uymaktan ibaret olduğu bir hukuk düzeni pekâlâ bulunabilir. Yine,

resmi görevlilerin içsel bakışları pekâlâ yönetici bir grubun hukuku

baskı aracı olarak kullanmaya yönelen bakışları ile aynı yönde olabilir.

Hart bunları görmemek için mantıksal zorunluluk varsayımına baş-

vurur ve bunun sonucu, onun pratiğe müracaat etme ve betimleyicilik

iddialarının zarar görmesidir.

37

Diğer yandan, tanıma kuralının kaynağı bakımından da Hart’ın

teorisinde sorun vardır. Burada, resmi görevlilerin halihazırda mevcut

olduğu varsayılan bir tanıma kuralına yönelik uyma tavırları ile bir

tanıma kuralına vücut vermeye yönelik olduğu varsayılan pratikleri

karşı karşıya gelir ve bir öncelik sıralamasına ihtiyaç duyulur. Bir ey-

lemin hukuk içinde bir eylem olabilmesi için, o eylemin gerçekleşti-

rilmesi ile ortaya çıkan duruma dair normatif içerikli bir kavrayışa

ihtiyaç vardır. Hukuk içinde sayılan her eylem, o eylem sonucunda

ortaya çıkan durumda ne yapılması gerektiğini söyleyen bir kurala

ihtiyaç duyar, ancak bu tür normatif kuralların tamamı hukuk için-

de sayılan eylemlerle açıklanamaz. O halde bazı nedenlerin eylemlere

kıyasla mantıksal olarak önceden var olmaları gerekir; onlar hukuk

içinde sayılan eylemlerle açıklanamazlar; aksine hukuki eylemlerden

bağımsız biçimde açıklanmaları gerekir. Resmen vazedilmiş kuralla-

rın ardında, o kurallara uymak gerektiğini söyleyen, kendisi vazedil-

memiş olan bir kural (ya da neden) vardır. Bu saptama Hart’ı “tanıma

kuralı” dediği ve pratikten türettiği temel kurala ulaştırır. Ancak bu

kuralın, ona kural demeyi sürdürsek bile, hukuk içinde olan ve kural

üreten eylemlerle ifade edilemeyeceğine dikkat etmek gerekir. O halde

tanıma kuralına vücut veren pratikleri hukuki eylemler dışında başka

bir yerde aramak gerekecektir.

38

37

Edgeworth, s. 132.

38

MacCormick, Bankowski, s. 124.