Background Image
Previous Page  243 / 449 Next Page
Information
Show Menu
Previous Page 243 / 449 Next Page
Page Background

İdarî Yargıda Belirsiz Tam Yargı Davası İhtimâli

242

dava açması olacaktır

87

. Bu durumda ise, davacının yeni bir tam yar-

gı davası açarak hükmün kurulmasından sonra ortaya çıkan zarar-

ları için yargıyı yeniden meşgul edeceği muhakkaktır. Bu nedenle,

talep sonucu belirlemenin davacıdan beklenemeyeceği veya objektif

olarak imkânsız olduğu hâllerde, davacıya belirsiz tam yargı davası

açma ve yargılama süresince zararın belirlenebilmesi hâlinde talep

sonucunu kesinleştirme imkânı tanımak; nihaî karar anında dahi

hâlen devam eden zararların söz konusu olduğu hâllerde ise, zarar

doğuran sebebin idarece sonra erdirildiği ana kadar belirli çerçevede

zararın sınırlarını çizmek ve bu durumda net miktarın idarece be-

lirlenmesine hükmetmek yerinde olacaktır

88

. Böyle bir çözüm tarzı,

idarî yargılama hukukunda açık kanunî düzenlemelere bağlanama-

mış veya hâlen tartışmalı olan, dava açma süresi, derdestlik ve kesin

hüküm gibi ilk nihaî karardan sonra ortaya çıkacak zararların talep

edilmesinde karşılaşılabilecek muhtemel olumsuzlukları da bertaraf

edecek nitelikte olacaktır.

Daha açık bir ifadeyle, Hukuk Muhakemeleri Kanununda düzen-

lenen belirsiz alacak davasının koşullarından yola çıkılarak ve yuka-

rıdaki Danıştay kararları da dikkate alınarak, idarî yargılamada da

belirsiz alacak davasına benzeyen ve fakat bu yargılamanın kendine

özgü farklılıklarını da gözeten, yukarıda değinilen şekilde ortaya çıka-

bilecek bir belirsiz tam yargı davası açma imkânı kabul edilmelidir

89

.

87

Tan, s. 946; Gözübüyük/Tan, s. 704.

88

Bkz. Zabunoğlu, s. 609.

89

Nitekim Hukuk Muhakemeleri Kanunundan sonra Tüketici Hakem Heyetleri

Yönetmeliği’nde de (Resmî Gazete, 27.11.2014, S. 29188), talep konusunu

belirlemenin imkânsız veya davacıdan beklenemeyecek olduğu hâllere ilişkin

düzenleme yapılmıştır. İlgili yönetmeliğin 22. maddesine göre “Ancak başvurunun

yapıldığı tarihte uyuşmazlık miktarının tam ve kesin olarak belirlenebilmesinin

mümkün olmadığı durumlarda, başvuru sahibinin hukuki ilişkiyi ve asgari

bir miktarı belirtmesi ve inceleme sürecinde uyuşmazlık miktarının bilgi veya

belgelerle tam olarak tespit edilmesi halinde talep edilen miktardan daha fazlasına

veya daha azına tüketici hakem heyetince karar verilebilir.” Tüketici hukukunun

tüketiciyi koruma amacı da dikkate alınarak, bu düzenleme Hukuk Muhakemeleri

Kanununda yer alan belirsiz alacak davasından birtakım farklılıklar içermektedir.

Ancak, burada konumuz bakımından önemli olan, talep konusunu belirlemenin

imkânsız olduğu durumlarda, talepte bulunanı korumaya yönelik düzenlemelere

duyulan ihtiyaç artık diğer hukuk alanlarında da hissedilmeye başlanacak ve idarî

yargılama hukuku da bu ihtiyaca sessiz kalamayacaktır.