Background Image
Previous Page  239 / 449 Next Page
Information
Show Menu
Previous Page 239 / 449 Next Page
Page Background

İdarî Yargıda Belirsiz Tam Yargı Davası İhtimâli

238

zatihi ıslah değildir. Aksine ıslah ile ileri sürülen hususlara karşı sa-

vunmadır.

Kanun, talep edilen miktarın artırılmasından söz etmektedir. Bu

kapsamda, daha önce talep edilmeyen ek bir tazminatın da davaya ek-

lenip eklenemeyeceği sorunu akla gelmektedir. Örneğin, dava dilek-

çesinde sadece maddî tazminat talep eden davacı, daha sonra manevî

tazminat da talep ederek nihaî talep sonucunu artırabilecek midir? Ka-

naatimizce, bu kanun değişikliğinin amacı aynı işlem veya eylemden

kaynaklanan zararların, tam yargı davası süresince –nihaî karar veri-

linceye kadar– aynı yargılamaya dahil edilmesine imkân sağlamak-

tır. Bu durumda, aynı idarî işlem ve eylemden kaynaklanmış olmak

şartıyla, sadece maddî tazminat talebine ek olarak sonradan manevî

tazminat gibi diğer tazminat kalemleri veya aynı zarar nedeniyle fa-

izin de talep edilebileceği kanaatindeyiz

78

. Ancak davacı, tam yargı

davasındaki talebi artırmak suretiyle, başka işlem ve eylemlerden

kaynaklanan taleplerini ileri sürememelidir. Zira, böyle bir durumda,

bu kanun değişikliği, münferiden dava açma süresi kaçırılan eylem

ve işlemlerin de aynı yargılamaya dahil edilerek talep edilebilmesine

imkân tanır ki, değişikliğin amacının bu olmadığı kanaatindeyiz.

Kanunun imkân tanıdığı şekilde talep sonucu nihaî karar verilin-

ceye kadar artırılabilir. Hâkimin yargılamayı sona erdirerek davadan

elini çektiği kararı ifade eden nihaî karardan

79

sonra talep sonucu ar-

628; Deynekli, s. 21; Yargıtay Hukuk Genel Kurulu, 06.03.2013, E. 2012/4-824, K.

2013/305 (Kazancı Bilişim-İçtihat Bilgi Bankası); Yargıtay 4. HD, 18.11.2003, E.

2003/2835, K. 2003/13541 (Kazancı Bilişim-İçtihat Bilgi Bankası).

78

Danıştay bu değişiklikten önce bazı kararlarında, sonradan başka bir tam yargı

davası ile faiz istenemeyeceğine hükmetmekteydi: “Davacının yargı kararı gereği

yapılan ödemeye faiz işletilmesi ve ödenmesi isteğiyle idareye yaptığı başvuru,

idari davaya konu edilebilecek nitelikte bir işlem tesisine yönelik başvuru olmadığı

gibi, faizle karşılanmasını istediği zararın bu işlemden doğmadığı açıktır. Asıl

zararı atama işleminden doğan ve ilk dava ile karşılanan davacının aynı işleme

dayandırdığı “faizden yoksun kalma” biçimindeki zararını ayrı bir davaya konu

etmesine, açılmış bir tam yargı davasında, talep edilmemiş olan faiz için ayrı bir

dava açılmasına olanak veren bir hükmün bulunmadığından ve bir işlemden

doğan zarar için birden fazla tam yargı davası açılmasına hukuken olanak yoktur.”

Danıştay 5. D., 19.02.2008, E. 2005/5463, K. 2008/876 (Kazancı Bilişim-İçtihat Bilgi

Bankası).

79

Kuru-Arslan-Yılmaz, s. 450; Pekcanıtez-Atalay-Özekes, s. 804; Muşul, s. 448.