

TBB Dergisi 2016 (116)
Yasin SEZER / Uğur BULUT
243
Nitekim İdarî Yargılama Usûlü Kanunundan önce de Danıştay Ka-
nunuyla özel hukuk kurallarına atıf yapılmayan hâllerde, özel hukuk
yargılamasından kurallardan yola çıkılarak idarî yargılama hukukun-
daki boşlukların içtihatlarla doldurulması gerektiği dile getirilmiştir
90
SONUÇ
İdarî yargıdaki dava türlerinden olan tam yargı davası, özel hu-
kuktaki eda davaları kapsamında yer alan eda davalarına benzemek-
tedir. Özel hukuktaki eda talepli davalar, tam eda davası, kısmî dava
ve belirsiz alacak davası şeklinde üç farklı şekilde olabilirken, bu ko-
nuda İdarî Yargılama Usûlü Kanununda açık düzenleme yoktur. An-
cak, özel hukuk yargılamasında 2011 yılında Hukuk Muhakemeleri
Kanunu ile kabul edilen belirsiz alacak davası, idari yargılama huku-
kunda çok daha eski bir uygulamaya sahiptir. Belirsiz alacak davasına
özel hukukta duyulan ihtiyaçlar, aynen ve hatta idarî yargının kendi-
ne özgü birtakım özellikleri nedeniyle daha da yoğun bir şekilde idarî
yargılamada da hissedilmiştir. Bu nedenle, idarî yargıda bu dava türü,
çeşitli içtihatlarla kabul edilmiş ve uygulanagelmiştir.
Tam yargı davasında dilekçeyle zararı tam olarak tespit ede-
memeden kaynaklanan sorunlar, 6459 sayılı Kanunla getirilen ve
dilekçedeki talep sonucunu nihaî karar verilinceye kadar bir defaya
mahsus artırabilme imkânıyla bir nebze olsun giderilmiştir. Ancak,
bu kanunî değişikler de içtihatlarla kabul edilen belirsiz tam yargı da-
vasının yerini tutabilecek nitelikte değildir. Zira, 6459 sayılı Kanun bir
defaya mahsus ve sadece nihaî karar verilinceye kadar talep sonucu
artırmaya imkân tanımaktadır. Oysa, içtihadı birleştirme kararında
da belirtilen somut durumlarda nihaî kararın verildiği anda dahi za-
rarın kesin olarak tespit edilebilmesi mümkün değildir.
Özetle, idarî yargılama hukukundaki mevzut içtihatlara belirsiz
tam yargı davasının koşullarını, özel hukuktaki belirsiz alacak davası-
na paralel bir şekilde belirlemiştir. Ancak, idarî yargılama hukukunda
90
Eroğlu Yaşar, “Danıştay Kanunuyla Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununa Atıf
Yapılmayan Hallerde Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun Uygulanışı”,
Danıştay Dergisi
, S. 8, s. 24. Karşı görüşte Doğrusöz, s. 1933.