Background Image
Previous Page  240 / 449 Next Page
Information
Show Menu
Previous Page 240 / 449 Next Page
Page Background

TBB Dergisi 2016 (116)

Yasin SEZER / Uğur BULUT

239

tırılamaz. Diğer bir deyişle, kanun yolu aşamasında talep sonucunun

artırılabilmesi mümkün değildir. Ancak kanun yolu aşamasında karar

bozulur ve bu bozma kararı doğrultusunda yargılamaya devam edi-

lirse artık talep sonucunun tekrar bir nihaî karar verilinceye kadar

artırılabileceğini kabul etmek gerekir

80

. Nitekim, Danıştay da bu de-

ğişikliğin kanun yolu aşamasındakiler dahil tüm derdest davalara uy-

gulanacağını kabul ederek, kanun yolunda bozulan kararların devam

eden yargılamasında talep sonucunun artırılabileceği doğrultusunda

karar vermiştir

81

.

I. Değerlendirme

Belirsiz alacak davasının amaçları dikkate alındığında, hukuku-

muzda bu yönde somut bir düzenlemenin yer almadığı dönemde dahi

bu davanın açılabilmesi gerektiği belirtilmiştir

82

. Hukuk yargılaması

bakımından belirtilen bu görüş, talep sonucunun belirli olması kura-

lının sadece talep sonucunun belirlenebilir olduğu durumlara özgü

olduğunu; buna karşılık, alacak miktarının belirlenemediği hâllerde

davacıdan mutlaka tam bir talep sonucu beklenmemesi gerektiğine

dayanmaktadır.

80

Özel hukukta ise, bu husus tartışmalıdır. Bir görüş, bozmadan sonra ıslahın mutlak

olarak caiz olması gerektiğini savunurken; karşı görüşe göre, bozmadan sonra

ıslah ancak usûlî kazanılmış hakkı zedelemeyecek derecede mümkün olmalıdır.

Bu konuda bkz. Kuru-Arslan-Yılmaz, s. 532; Yılmaz, Islah, s. 518; Pekcanıtez-

Atalay-Özekes, s. 624; Karslı, s. 681-682; Deynekli, s. 26 vd.

81

“Davacılar vekili tarafından, davanın maddi tazminata ilişkin kısmı yönünden

ıslah talebinin nazara alınmaması nedeniyle temyiz isteminde bulunulmuş ise de,

30.04.2013 tarihinde Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğü giren ‘İnsan Hakları

ve İfade Özgürlüğü Bağlamında Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair

Kanun’ ile 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 16. Maddesinin dördüncü

fıkrasına eklenen hüküm ile tam yargı davalarında dava dilekçesinde belirtilen

miktarın, süre veya diğer usul kuralları gözetilmeksizin nihai karar verilinceye

kadar, harcı ödenmek suretiyle bir defaya mahsus olmak üzere artırılabileceği

ve bu miktarın artırılmasına ilişkin dilekçenin otuz gün içinde cevap verilmek

üzere karşı tarafa tebliğ edileceği, bu hükmün, kanun yolu aşaması dahil yürürlük

tarihinde derdest olan davalarda uygulanacağı kurala bağlanmış olup, davanın

maddi tazminata ilişkin kısmının Danıştay Onuncu Dairesi’nin 31.3.2010 tarih ve E:

2009/14473, K: 2010/2490 sayılı kararıyla onanıp kesinleştiğinden, ıslah talebinin

bu aşamada dikkate alınması mümkün değildir.” Danıştay 15. D., 09.05.2013, E.

2013/4405, K. 2013/3335 (Kazancı Bilişim-İçtihat Bilgi Bankası).

82

Pekcanıtez, s. 29.