Background Image
Previous Page  300 / 449 Next Page
Information
Show Menu
Previous Page 300 / 449 Next Page
Page Background

TBB Dergisi 2016 (116)

Mustafa ŞAHİN

299

III. ANAYASA MAHKEMESİ KARARININ

DEĞERLENDİRİLMESİ

Anayasa Mahkemesi’nin söz konusu kararı, fikri hak sahipleri-

nin hakları açısından FSEK’teki gelişim süreci de değerlendirildiğinde

önemli bir yere sahiptir. Özellikle 1995 yılı ve sonrası Türkiye’de fikri

haklar alanında, hak sahiplerinin haklarını kullanabilme ve takip et-

meleri açısından büyük gelişmelere şahit olmuştur. FSEK’te yer alan

hüküm bu anlamda hak sahiplerinin haklarını takip açısından bir kı-

sıtlama getirmekteydi.

Türk hukuku açısından incelendiğinde, fikri haklar, nitelikleri

gereği hiçbir kayıt sistemine dahi ihtiyaç duymaksızın ortaya çıkabi-

len bir haktır. Fikir ve sanat eserleri hukukunun temel ilkelerine göre

FSEK’te belirtilen “eser olma” niteliklerine sahip bütün fikri ürünler,

“yaratılma” ile Kanun bünyesinde korunmaya alınmaktadır. Böylesi-

ne geniş bir kazanılma ve korunma yetkileriyle donatılmış bir haktan

doğacak ödemeyi talep haklarının “ancak” meslek birlikleri aracılığıy-

la talep edilebileceği yönündeki bir düzenleme, bizatihi fikri hakların

temel yapısı ile bağdaşmadığı gibi anayasal temellerde de sorunlar or-

taya çıkarmaktadır. Nitekim, Anayasa’nın 13. maddesinde düzenlenen

temel hak ve özgürlüklerin sınırlandırılması yine ancak Anayasa’nın

ilgili maddeleri uyarınca mümkündür. FSEK m. 41/12 hükmünde ge-

çen “ancak” kelimesi ile fıkra hükmüne katılan anlam, hak sahiple-

rinin, isteklerini “ancak-sadece” meslek birlikleri aracılığıyla talep

edebilecekleri yönündedir. Bu ise, kişilerin hak arama hürriyetlerine

daraltıcı bir müdahale niteliğindedir. Yine Anayasa’nın 36. Maddesi

uyarınca “Herkes, meşru vasıta ve yollardan faydalanmak suretiyle

yargı mecileri önünüde davacı veya davalı olarak iddia ve savunma ile

adil yargılanma hakkına sahiptir…”. Bu maddede yer alan “… davacı

… olarak … yargılanma hakkına sahip” olmak hükmü FSEK m. 41/12

hükmünde geçen “ancak” kelimesi ile birlikte değerlendirildiğinde,

birbirleriyle çelişmekteydi

25

.

25

İptal Kararı’na esas olan uyuşmazlıkta, MESAM üyesi davacıların açmış olduğu

davada, davalı vekilinin vermiş olduğu dilekçede, taraflar için aktif husumet iti-

razında bulunmuş, MESAM’dan gelen cevabi yazıda, davacıların MESAM’ın ko-

ruması altında olduğu belirtilmiştir. Davacılar ise kendilerine uygulanacak olan

FSEK m. 41/XII hükmünün, Anayasa’ya aykırı olduğunu bu sebeple iptalini iste-

mişlerdir.