Background Image
Previous Page  129 / 617 Next Page
Information
Show Menu
Previous Page 129 / 617 Next Page
Page Background

Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi ve Türk Anayasa Mahkemesi’nin Basın Özgürlüğüne...

128

karşısındaki en önemli tehlikelerden biri de tekelleşmedir. Tekelleşme,

tek yönlü haber dolaşımı yoluyla yığınların gerçekdışı şartlanmasına

yol açan, çok yönlü bilgi dolaşımını engelleyen, çoğulculuğa karşı bir

oluşumdur. Keane, özgür bir basının adeta sadık bir nöbetçi gibi sürp-

rizlere engel olacağını ve yaklaşan tehlikeler konusunda uyarıda bu-

lunacağını, seçilmiş temsilcileriyle birlikte hukuk düzeni içinde yaşa-

yabilen akıl sahibi bireylerin doğal haklarına dayanarak, iyi hükümeti

mümkün kılacağını ifade etmektedir.

117

Anayasamızın 28/2 maddesi

gereği, devletin basın özgürlüğü karşısında fiili bir engel olan tekelleş-

me konusunda tedbirler almak, düzenlemeler yapmak yükümlülüğü

bulunmaktadır.

Anayasa’nın 148. maddesinde yapılan değişiklikle Anayasa

Mahkemesi’nin görevleri arasına bireysel başvuruları karara bağlama

görevinin dahil edilmesi üzerine, AİHM kararlarının önemi artmış-

tır. AİHM’nin basın özgürlüğüne ilişkin kararları incelendiğinde, esas

olarak sınırlama sebeplerini dar yorumladığı görülmektedir. Bu doğ-

rultuda, Anayasa Mahkemesi’nin de gerek önüne gelen bireysel baş-

vuruları karara bağlarken ve gerekse anayasaya uygunluk denetimi

yaparken basın özgürlüğünden yana bir tutum sergilemesi hem ana-

yasa yargısının kuruluş amacı, hem meşruiyetinin kaynağı olan temel

hak ve özgürlüklerin korunması ve hem de basın özgürlüğünün kural,

sınırlandırmanın ise istisna olduğu anlayışını benimseyen AİHM’nin

basın özgürlüğüne ilişkin yaklaşımı açısından daha uygun olacaktır.

Son söz olarak, 1982 Anayasası’nın basın özgürlüğünün sınırlan-

dırılmasında uygulanacak olan 26. ve 27. maddelerinin kanun koyu-

cuya birtakım muğlak kavramlarla çok geniş bir sınırlandırma yetkisi

vermekte olduğu dikkate alındığında, yargıçların önlerine gelen uyuş-

mazlıklarda sınırlamaya ilişkin hükümleri dar yorumlayarak, basın

özgürlüğü lehinde bir yaklaşım sergilemesi ile söz konusu anayasal

düzenlemelerin olumsuz etkisinin önemli ölçüde azalacağı ileri sü-

rülebilir. Bu görüşü, Aliefendioğlu’nun “İyi yargıç varsa, kötü kanun

yoktur”

118

sözü en iyi biçimde özetlemektedir.

/

/www.cpj.org/europe/turkey

117

John Keane, Medya ve Demokrasi, Ayrıntı Yayınları, İstanbul, 2010, s. 92.

118

Yılmaz Aliefendioğlu, Anayasa Yargısı, Yetkin Yayınları, Ankara, 1997, s. 239.