

Ekolojik Hukuk Bakış Açısıyla Ekosistem Hakları
272
bir mekanizmanın işlemesini sağlar. Çevre Kanun ise başvuru hakkı-
nı bilgi edinme hakkıyla birlikte m.30’da düzenlenmiştir. Yargısal yol
ve mevzuat daha önce açıklandığından alternatif yollar kısaca açıkla-
nacaktır.
Yargı yolu yerine idari başvuru (üst merciine), arabuluculuk veya
kamu denetçiliğine (ombudsman) başvuru yolları denenebilir.
Bir idarenin yaptığı bir işlem gereği ekosistemin zarar gördüğü
veya görebileceğini düşünülüyorsa idari dava açmadan önce İYUK
m.11 gereği idari başvuru yapmak gerekir. Madde, “
İlgililer tarafından
idari dava açılmadan önce, idari işlemin kaldırılması, geri alınması değişti-
rilmesi veya yeni bir işlem yapılması üst makamdan, üst makam yoksa işlemi
yapmış olan makamdan, idari dava açma süresi içinde istenebilir
...” şeklinde
bu yolu bir zorunluluk olarak düzenlemiştir. Fakat üst makama yapı-
lan başvuru sonuç verebileceği gibi idari dava açılması da gerekebilir.
Kamu denetçiliği yolu, 2012 yılında yürürlüğe giren 6328 sayılı
Kamu Denetçiliği Kanunu ile hukukumuza girmiştir. Kanunun amacı
“...kamu hizmetlerinin işleyişinde bağımsız ve etkin bir şikâyet mekanizması
oluşturmak suretiyle, idarenin her türlü eylem ve işlemleri ile tutum ve davra-
nışlarını; insan haklarına dayalı adalet anlayışı içinde, hukuka ve hakkaniyete
uygunluk yönlerinden incelemek, araştırmak ve önerilerde bulunmak...”
şek-
linde belirtilmiştir. Kamu Denetçiliği Kurumu’na yapılacak şikâyetle
denetleme mekanizması işletilir varsa ihlaller saptanır. Ekosistemlere
karşı tehdit oluşturan kamu kurumu işlemleri için bu yol işletilebilir
fakat yalnızca öneride bulunulabileceği ve herhangi bir yaptırım uy-
gulayamayacağı unutulmamalıdır. Hukukumuza yeni giren Kamu
Denetçiliği Kurumu işlerlik kazandıkça yararlı olabileceği gibi uygu-
lamada beklenen faydayı sağlamayabilir; bu kurumun işlerliği zaman-
la görülecektir.
Arabuluculuk kurumu 6325 sayılı Kanun’la Türk hukukuna gir-
miştir. Kanunun ilk maddesinde bu kurumun,
“...tarafların üzerinde
serbestçe tasarruf edebilecekleri iş veya işlemlerden doğan özel hukuk uyuş-
mazlıklarının çözümlenmesinde..
.” uygulanacağı belirtilmiştir. Tarafsız
bir üçüncü kişinin arabuluculuk yapması özel hukuk anlamında etkili
olabilse de ekolojik hukuk anlamında günümüz komşuluk hukukun-
dan doğan tazminatlarda işe yarayabileceği kanaatindeyim. Bu du-