Previous Page  268 / 473 Next Page
Information
Show Menu
Previous Page 268 / 473 Next Page
Page Background

TBB Dergisi 2015 (121)

Ezgi EDİBOĞLU

267

sine gelen zararlar için de aynı yol işletilince, çevresel zararlar adli yar-

gıda komşuluk hukuku üzerinden tazmin edilmiştir. Yargıtay kom-

şuluk hukukunu geniş yorumlayarak zarar giderimini Türk Medeni

Kanunu m.730 ve m.737’ ye dayanarak çözümlemiştir.

9

Ayrıca aynı se-

beplerle kişilik hakları zedelenenler Borçlar Kanunu m.58 ile manevi

zararlarının da tazminini isteyebilmektedir.

Çevre Kanunu ise 20. maddesi ile idari nitelikteki cezaları ve 26.

maddesi ile adli nitelikteki cezaları tanımlamıştır. Kirletenin sorum-

luluğu isimli 28. madde ise kirleteni kusur şartı aramaksızın sorum-

lu tutar. Yani bu madde, m.20 ve m.26 dışında ayrıca düzenlemiş ve

kusursuz sorumlulukla zarar tazmini öngörmüştür. Son olarak, daha

önce de belirtildiği gibi İYUK ile sağlanan iptal ve tam yargı davaları

ile adli davalar olan tespit ve eda davaları da ekosisteme karşı işlenen

suçlarda hukuki koruma sağlar.

Bütün bu düzenlemeler sonrası ekosisteme karşı işlenen suçların

gelecekte nasıl düzenlenmesi gerektiğinden bahsetme ihtiyacı doğ-

maktadır. Öncelikle belirtilmelidir ki ekosistemler canlı varlıklardır,

modifikasyona uğrayabilir ya da yeni yaşam alanlarıyla yeni ekosis-

temler doğabilir.

Bu konuda kent ve kentli hakları gündeme getirilebilir. 1960’lar-

da Henri Lefebvre’nin gündeme getirdiği bu hak, David Harvey’in

çalışmalarıyla ülkemizde de bilinir hale geldi. Harvey, kentin neden

bir ekosistem olduğunu açıklayarak tarihsel örnekleriyle bu hakkın

genel bir analizini yapmıştır ve kanımca kent hakkının varlığı artık

tartışılmaz bir gerçekliktir. Harvey, makalesinde kent hakkını şu şe-

kilde ifade etmiştir:

“Ne tür bir kent istediğimiz sorusu ne tür toplumsal

bağlar, doğa ile ilişki, yaşam biçimleri, teknolojiler ve güzel duyu değerleri

arzuladığımız sorusundan ayrılamaz. Kent hakkı kent kaynaklarına ulaşma

bireysel özgürlüğünden çok öte bir şeydir: Kenti değiştirerek kendimizi değiş-

tirme hakkıdır. Ayrıca bireyselden çok ortak bir haktır çünkü bu dönüşüm ka-

çınılmaz olarak kentleşme süreçlerini yeniden şekillendirmek üzere ortaklaşa

bir gücün kullanımına dayanır. Kentlerimizi ve kendimizi yapma ve yeniden

yapma özgürlüğünün en değerli ama aynı zamanda en çok ilgisiz kalınmış

9

Örneğin; Yargıtay 4. Hukuk Dairesi Kararı, E. 1978/3173, K. 1978/15053, T.

29.12.1978. İşbu karar;

www.kazanci.com

adresinden alınmıştır.