Previous Page  337 / 473 Next Page
Information
Show Menu
Previous Page 337 / 473 Next Page
Page Background

Kredi Kartlarında Yıllık Ücret Alınmasına İlişkin Hususlar

336

önemli ölçüde azaltmaktadır. İlk akla gelen devletin organlarının veya

tüketici örgütlerinin bu bilgiyi toplaması ve bedelsiz olarak topluma

duyurmasıdır.

Peki bilgi eksikliğinin bulunduğu varsayımı altında, bir başka

yöntem olarak Kanun Koyucunun bankaların belirlediği kredi kartı

aidatları konusunda yetki kullanması, bunları sınırlaması veya kart

aidatı olmayan bir kart çıkarma şartı getirmesinde haklı bir gerekçe

bulunmakta mıdır?

Öncelikle fiyatın hukuken kontrol edilmesi son derece risklidir.

Fiyat denetimini diğer sözleşme koşullarının denetimine nazaran özel

kılan bir nokta vardır: Fiyat, liberal ekonomilerde kaynak tahsisinde

sinyal vazifesi görür. Değişen ekonomik unsurlar (arz, talep, ürün

kalitesi, sözleşme şartları vs.) fiyatı etkiler ve fiyat bu değişikliklere

göre piyasada yeni bir denge noktasının oluşmasını sağlar. Bu para-

metrenin dışarıdan kontrolünde ise; fiyat, ekonomik unsurlardaki de-

ğişikliklere tepki veremez hale gelir. Kontrol edilen fiyat, düzenleyici

işlevini yitirerek ekonomik etkinsizlik yaratabilir. Bu açıdan serbest

piyasa ekonomisi kurallarının egemen olduğu bir ortamda ilke, fiya-

tın ve edimler arası dengenin piyasa tarafından saptanması öncelikli

olmalıdır. Fiyat kontrolünü yargı organlarının yapacağı ve esasen bu

hususun ekonomiyi ilgilendiren yönünün de olduğu göz önüne alındı-

ğında, hukuk kuralları ile fiyat denetiminin riski daha açık bir şekilde

görülebilir.

Bununla birlikte hukuki müdahalelerin maliyetleri bulunmak-

tadır. Hukuki müdahale, hukukun sosyal refahı artırması, diğer bir

deyişle piyasa aksaklığının yol açtığı refah kaybının, müdahalenin

maliyetinden fazla olması halinde anlam taşır. Bu mantıkla hukukun

piyasaya müdahalesi her zaman asgari düzeyden başlamalıdır. Sınırlı

bir müdahale ile aksaklık giderilebiliyorsa müdahale yeterli görülme-

lidir. Piyasa işleyişini kolaylaştıran düzenlemelerin özelliği, sözleşme

içeriğine müdahale etmeksizin, piyasanın etkin bir şekilde işlemesi

için gerekli alt yapı koşullarını sağlamalarıdır. Kaynaklar üzerinde

hakların tahsisi, bunların serbestçe tedavül etmesi için sözleşmesel

menfaatlerin güvence altına alınması ve hakların icrasının mümkün

kılınması, rekabetçi ortamın teşviki, piyasaya giriş engellerinin azal-

tılması, dışsallıkları içselleştiren kurumsal yapıların oluşturulması

ve taraflar arasındaki bilgi akışının teminini sağlayan ve dolayısıyla