

TBB Dergisi 2015 (121)
Atila SAV
423
sayılı Kanun’un dava konusu olan hükümlerinin geriye kalan 1,3 ve 5.
maddelerinin ve geçidi 2. maddenin A bendi ile 1238 sayılı Kanunla
eklenen fıkralar dışındaki hükümlerinin Anayasaya aykırı olmadığına
ve davanın bu hükümlere yönelen bölümünün reddine… oyçokluğu
ile ve öteki hükümlerine oybirliğiyle karar verildi” demekle yetinmiş-
tir. Bu kararda Yüksek Mahkemece iptali isteği reddedilen maddeler-
den birisi de (5) madde idi ve Anayasa’ya aykırı görülmeyerek iptal
istemi reddedilmişti.
Oysa Yüksek Mahkemenin bu yazıya konu olan 13.08.2013 tarih-
li2012/116 esas 2013/32 sayılı kararı ile bir bendi iptal edilmektedir.
Kuşkusuz, Yüksek Mahkeme aradan çok zaman geçtiği için görüşünü
değiştirmiş de olabilir. Ancak, Mahkemenin bu kararı doyurucu ve
inandırıcı sayılamaz. Hakimlik ve Savcılık mesleği ile” Anayasa Mah-
kemesi üyelik adaylığı” için aranan koşula benzer bir koşulun “avu-
katlık” için de aranması gerekmez mi?
Temel insan haklarının en önemlilerinden biri olan “adil yargılanma
Hakkı”nın üç temel öğesinden biri olan “avukat”ın da en az yargıç ve
savcı denli “kişilik aralığı”, “toplum içinde saygınlığı” olmalı değil mi?
Bu aşamada şuna değinmek isterim: Avukatlıkta dürüst kalmak
yargıçlık ve savcılıkta dürüst kalmakta daha zordur. Yargıç ve savcı-
nın tüm çalışma olanaklarını da iş olanaklarını da kendisi sağlamak
zorundadır. Avukatlık aynı zamanda “serbest meslek”tir. Savunmanın
bağımsızlığı bu serbestlikten kaynaklanır. Savunma bağımsız olmaz-
sa, yargı da, savda “güdümlü” olma kuşkusu altında kalır. Güdümlü
yargı, adalet ve hukukun üstünlüğü ilkeleriyle bağdaşmaz. Yargının
bağımsızlığın güvencesi ve koşulu bağımsız savunmadır.
İnceleme konusu yaptığımız kararda Yüksek Mahkeme “mesleğe
yakışmayacak tutum ve davranışların çevresince bilinmesi”
kavramlarını mutlak ve objektiflikten uzak bulmuştur. Bu gerekçeye
katılmak olanağı yoktur. Yukarıda da belirttiğim üzere “Hakimler
ve Savcılar Kanunu”nda da “Anayasa Kuruluş ve Yargılama Usulleri
Kanunu’nda da üye adaylığı koşulları belirlenirken aynı deyimler kul-
lanılmıştır.
Bir benzer kural da Hakimler ve Savcılar Kanunu’nun 8. maddesi-
nin (j) bendinde “daha önce serbest avukatlık yapanları da, hakimlik